Home » , , , , » Çanakkale Savaşı Nasıl Kazanılmıştır? Çanakkale Destanıyla İlgili Şiirler

Çanakkale Savaşı Nasıl Kazanılmıştır? Çanakkale Destanıyla İlgili Şiirler

emre | Cumartesi, Mart 17, 2012 | 0 yorum

Çanakkale Savaşının 97. yıldönümü yaklaşıyor. 18 Mart tarihinde bir milletin var olma mücadelesinde bıçak sırtı bir rol oynayan bu savaşın üstünden 97 yıl geçmiş olacak. Çanakkale yalnızca bir zafer değildir. Bir ülkenin topyekun seferber olarak tarihe bıraktıkları şanlı bir imzadır. Bu nedenle Çanakkale destanı olarak anılmaktadır. Bu yılda Çanakkale zaferi ile ilgili anmalar ve kutlamalar yapılacaktır. Ancak Çanakkale destanı nasıl kazanıldı bu konuda bir fikir sahibi olmak için bu döneme kısaca bir göz atmak gerekir. Çanakkale savaşı Anadolu’ya orantısız biçimde saldıran düşmanın dayanabileceği son sınırın burası olduğunu göstermiştir. Çanakkale savaşı nasıl kazanıldı, ne zorluklar altında mücadele edildi bilinmelidir. Çanakkale zaferi nasıl kazanıldı ve sonuçları ne oldu bilinmesi gereken konulardır. Çanakkale, Karlofça’dan bu yana geri çekilen Türklerin bu gerilemeyi durdurdukları sınırdır. Peki Çanakkale zaferi nasıl kazanılmıştır? Binlerce şehit verdiğimiz Çanakkale destanı nasıl yazılır? Bunu bilmek için o döneme kısaca bir göz atmak gerekir. Savaş sonrasında büyük şairlerin yazdıkları Çanakkale destanı ile ilgili şiirleri okuduğumuzda bir milletin hissiyatına tercüman olduklarını görürüz. Sayısız türkü ve ağıtın yakıldığı, yüz binlerce gencin şehit düştüğü bu savaşın ardından ne kadar şiir yazılsa azdır aslında. Çanakkale destanı şiirleri bu destanın büyüklüğünü anlattığı gibi bir milletin ne kadar fedakar olabileceğini de göstermiştir. Çanakkale destanıyla ilgili şiirler denildiğinde akla gelen il şairlerden biri Akif’tir. Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale destanı şiiri, bu konuda yazılmış belli başlı şiirlerden olmuştur. Çanakkale zaferi şiirleri arasında tüm meraklıları için ayrı bir yeri vardır bu şiirin.

Çanakkale Destanı bu güzel vatanımızın düşmanlardan kurtulmasının en güzel örneğidir. Ama o kadar zor şartlar altında kazanılmış ki ‘destan’ olarak anılıyor. Çanakkale Destanıyla ilgili şiirler.

Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine yazdığı şiiri

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde-gösterdiği vahşetle ‘bu: bir Avrupalı’

Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,

Avusturalya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…

Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,

Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…

Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.

Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb,

Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;

O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer…

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,

Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal’â mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?

Çünkü te’sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;


Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedi serhaddi;

‘O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme’ dedi.

Asım’ın nesli… Diyordum ya… Nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmiyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…

O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi…

Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…

Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.

‘Bu, taşındır’ diyerek Kâ’be’yi diksem başına;

Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,

Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…

Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…

Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy

Necmettin Halil Onan’ın Çanakkale Şehitlerine Şiiri

Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda

Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda

İstiklal uğrunda, namus yolunda

Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,

Son vatan parçası geçerken ele,

Mehmed’in düşmanı boğduğu sele

Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti

Yaptığı bu tümsek, amansız çetin

Bir harbin sonunda bütün milletin

Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil Onan

Çanakkale Savaşı Nasıl Kazanılmıştır? Çanakkale Destanıyla İlgili Şiirler, 10.0 out of 10 based on 1 rating Bir önceki yazımız olan İlluminati Nedir Subliminal Mesajlar başlıklı makalemizde İlluminati, İlluminati mesajları ve İlluminati ne anlama geliyor hakkında bilgiler verilmektedir.

Share this article :

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. 720p - 1080p Film İzle , Maçı İzle , Bölüm İzle , Dizi İzle , Fragman İzle - All Rights Reserved
Template Modify by Creating Website
Proudly powered by Blogger