Home » , » Hızlı Okuma , Hızlı Okuma Örnekleri

Hızlı Okuma , Hızlı Okuma Örnekleri

emre | Perşembe, Şubat 23, 2012 | 0 yorum
Tanımı: Belleme okuma esnasında edinilen bilginin istenildiğinde çağrılabilecek şekildehafızaya yerleştirilmesi sürecidir. Genel Hafıza konusu son bölümde daha ayrıntılı olarak
ele alınacaktır.
Bu güne kadar yüzlerce kitap okuduğumuzu biliyoruz. Eğer bu kitapların içeriklerini
hafızamızda tutabilseydik şimdi profesyonel bilgi uzmanları olurduk. Oysa belki de
yüzlerce kitap okuduk ve metinleri okurken kavramıştık, öğrendiğimizi sanmıştık. Hala
kitap okumaya devam ediyoruz. Ama kitap okuduktan 48 saat sonra hafızamızı
yokladığımızda kitaptan aldığımız bilginin en az % 80’inin kaybolduğunu görüyoruz.
Neden?
Nedeni: Bu sorunun temel nedeni belleme yeteneğimizi, bellemenin çalışma kurallarına
uygun olarak kullanmıyor olmamızdır. Zihnimizde herhangi bir hastalığın tedavisine
uğraşmayacağız. Veya zihnimizi değiştirmeyeceğiz. Sadece temel bir kısım hafıza
kurallarını kullanacağız. Hafıza sisteminin geliştirilmesi ayrı bir sorundur. Her insan sahip
olduğundan çok daha güçlü bir hafıza geliştirebilir. Biz burada bellemeden bahsederken
mevcut hafıza yeteneğimizi etkin kullanmaktan söz etmiş oluyoruz.
Yapılan araştırmalar bazı şartlar altında bilginin hafızaya daha kolay ve daha doğru olarak
yerleşebildiğini göstermektedir. Unutmayalım. Her bilgi hafızamızda kaydedilmektedir.
Sorun bu bilgileri çağırabilecek şekilde kaydetmemektir. Belleme genel hayat akışımızı çok
fazla etkiler. Kavrama tekniklerini uyguladığımızda belleyebilme düzeyimiz artacaktır.
Ancak kavra aşamasında yapılmayan bazı çalışmalar vardır ki bunların belleme
aşamasında yapılmaları sürencin tamamlanmasını sağlar. Aşağıda gelecek olan
alıştırmalar bu konuda bize yardımcı olacaktır.
Çözümü:
1. Hatırlama Çalışması Yapın
Etkin okumanın 5 aşamasını daha önce belirttik: İnceleme, sorgulama, okuma, hatırlama,
tekrarlama. Son iki çalışma belleme aşamasında yapılacaktır. Önce hatırlamayı ele alalım:
Eğer bilgiyi edindikten sonra kendi ifadelerimizle zihnimizden canlandırmazsak o bilgiyi
hiçbir zaman kullanmamız mümkün olmaz. Kullandığımız tüm bilgiler edindikten sonra
mutlaka en az bir defa hatırladığımız ve içimizden ifade ettiğimiz bilgilerdir. Bunlar
arasında en çok hatırladıklarımız en çok kullanabileceğimiz bilgilerdir. Bir diğer deyişle
hatırladığımız her bilgi dokunduğumuz, gördüğümüz, konuştuğumuz bilgidir. Bilgiyi bir defa
sahiplendik mi tüm hayat boyunca bizim olması için kapı açılmış olur.
Hatırlama çalışması okuma esnasında her sayfanın veya her bölümün sonunda yapılabilir;
okuma devam ederken yapılabilir. Hatırlamanın nerede yapılması gerektiği okunan metnin
içerik ağırlığına göre değişebilir. Çok ağır metinlerde her paragrafın sonunda biraz
duraklayıp hatırlama yapılmalıdır. Profesyonel okuyucular, duraklama sayısını azaltarak
bu işi okuma esnasında da yapabilme yeteneğini geliştirebilir. Hatırlamada iki önemli
kavram: İşaret taşları ve hatırlama duraklarıdır. Okuma esnasında önemli fikir taşıyan
cümlenin en önemli kelimesine bir işaret koymalısınız. Bu tür kelimeler işaret taşlarıdır.
Ardından çok ağır metinlerde paragraf sonlarında, hafif metinlerde sayfa veya küçük
bölüm sonlarında duraklama yapılacaktır. Tam bu esnada tüm fikirler arasındaki ilişki
kurulacaktır. Aşağıda size bazı alıştırmalar verilmiştir:
a) Aşağıda size cümleler verilmiştir. Bir sonraki cümleyi okuyun ve geri dönmeden bir
önceki cümlede aklınızda kalan “lüzumlu” bilgiyi hatırlayın. Çalışmayı baştan alın: Bu defa
iki öncki cümleyi, üç önceki cümleyi, önceki bütün cümleleri hatırlayın. En sonunda
bitirdiğinizde tüm önceki cümlelerde yer alan bilgileri hatırlayın. Hatırlama yaparken
bilgileri kendi sözlerinizle aklınızdan ifade edeceksiniz:
1. İnsanların harika bir soluma sistemi vardır.
2. Burundaki tüycükler nefes alırken dışarıdaki kirli havadan gelen kaba tozları tutarlar.
3. Burun delikleri önce soğuk havayı ısıtıp akciğerlere gönderirler.
4. Akciğerlerde yüz binlerce bronş vardır. Bu bronşlar arta kalan tozları tutarlar.
5. Akciğerde milyonlarca alveol kesecikleri vardır ve hava bu keseciklere dolar.
6. Bu keseciklerde makrofaj hücreleri vardır. Bu hücreler oraya girebilen tozları veya
mikropları yutarlar ve bu suretle onları yok ederler.
7. Makrofaj hücrelerinin ömürleri bittiğinde oradan alınırlar, yerlerine yeni makrofajlar
görevlendirilir, temizleme görevini bu yeni hücreler üstlenirler.
8. Ciğerlerde tozlar, mikroplar, atılması gereken maddeler birikebilmektedir.
9. Bronşlar yapışkan bir müküs maddesi salgılarlar. Atılacak olan maddeler bu müküse
yapışırlar. Böylece temiz müküs kirlenir.
10. Keseciklerin altında milyonlarca kirpikçikler, tüycükler vardır.
11. Bu kirpikçikler hep birlikte ritimli hareket ederek atılacak olan kirli müküs maddesini
bronşlardan yukarı doğru iterler.
12. Biz bu müküsü ya tükürürüz ya da yutarız. Böylece ciğerlerimiz temizlenmiş olur.
13. Eğer bu sistem çalışmasaydı ciğerlerimiz bir günde tıkanırdı ve bir günde ölebilirdik.
14. Bizi Yaratan gücün neleri düşündüğünü görmek size de heyecan veriyor değil mi?
b) Aynı çalışmayı elinizdeki kitabın “İçindekiler” bölümü üzerinde yapın.
2. Bilgiyi Sistemli Tekrar Edin
Bilgiyi ilk hatırlamakla ona sahip olmanın kapısını açmış oluruz ama onu tekrarlamazsak
hayatımızın sonuna dek bizim olmasını sağlayamayız. Bir saat boyunca kitap okudunuz
veya ders çalıştınız. Bu sürenin son 5-10 dakikasını ilk tekrarlama çalışmasına
ayırmalısınız. O ana kadar ne okudunuz? Okuduklarınız arasında nasıl bir bağ
kurabilirsiniz? Simdi hafızanızda hangi bilgiler kaldı? Bu ilk tekrarlama çalışması son
derece önemlidir. Okuma bittikten ve çalışma ortamından ayrıldıktan sonra, bilgiyi ömür
boyu korumak için gerekli olan sistemli tekrar biçimi üzerinde durulmalıdır.
Tekrarlama olmadan bilgi uzun süreli hafızaya kaydedilmeyecektir. Yapılan araştırmalar
bu tekrarın sistemli yapılması halinde daha az emekle ve daha hızlı şekilde uzun süreli
hafızaya kaydolabildiğini göstermektedir. Amerika’da bir kolejin internet sayfaları arasında
dolaşırken okuduğum, tekrar konusundaki şu sözü çok doğru buldum: “Öğrendikten 24
saat geçtikten sonra tekrar ettiğiniz bilgi tekrar ettiğiniz değil yeniden çalıştığınız bilgidir. ”
Çünkü 24 saat içinde bilginin en az %80’i kaybolmakta ve o süre sonunda ancak yeniden
okuma veya yeniden öğrenme amacıyla çalışmak gerekmektedir.
Kalıcı belleme şu süreci takip eder:
Bilgi önce duyular yoluyla elektriksel olarak alınır, çok kısa süreli hafızaya taşınır; burada
20-40 saniye kadar kalabilir; buradan ayrılan bilgi ya yok olur ya da kısa süreli hafızaya
taşınır. Elektro kimyasal yapıda bulunan bilgi burada, alınma gücüne göre 20 dakika ile bir
gün arasında bekler. Buradan ayrılan bilgi ya yok olur ya da uzun süreli hafızaya taşınır.
İşte bilginin ikinci aşamadan üçüncü aşamaya taşınması, henüz tam haliyle orada iken
elektrikle uyarılması ve böylece kalıcı hafızaya taşınması için yeterli enerjiye sahip
olmasıyla mümkündür. Bu işi yapan çözüm yolu tekrarlama yapmaktır. En az maliyetli
tekrarlama ise şu şekilde yapılmalıdır : Bir saat içinde alınan bilgi tekrar sistemi ;
1. tekrar: 10 dakika geçtikten sonra 10 dakika süreyle
2. tekrar: 24 saat geçtikten sonra 5 dakika süreyle
3. tekrar: 1 hafta geçtikten sonra 3 dakika süreyle
4. tekrar. 1 ay geçtikten sonra 3 dakika
5. tekrar: 6 ay geçtikten sonra 3 dakika
6. tekrar 1 yıl geçtikten sonra 3 dakika
şeklinde olmalıdır. Böyle bir tekrar sistemi sayesinde bilgi ömür boyunca bizim malımız
olacaktır.
3. Beyninizin Sağ ve Sol Lobunu Birlikte Devreye Sokun
Amerika Birleşik Devletleri California üniversitesinden Prof. Robert Ornstein’in
araştırmaları insan beyninin sağ ve sol loblarının farklı çalıştıklarını ortaya koymaktadır.
Sol lob ayrıntı, matematik, soyut gibi alanların merkezi iken sağ lob şekil boyut, renk,
müzik gibi alanların merkezi olarak çalışmaktadır. Bu bulgudan hareketle İngiliz beyin
uzmanı Tony Buzan “Mind Mapping” olarak bilinen beyin haritalaması tekniğini geliştirmiş
ve eğitimin hizmetine sunmuştur. Bu tekniğin temel mantığı, soyut bilgilerle görüntünün bir
araya getirilmesi ve böylece sağ ve sol beyin loblarının aynı bilgi üzerinde birlikte
çalışmalarının sağlanmasıdır. Zira Ornstein’in araştırmaları her iki beyin loblarını birlikte
kullanan kişilerin beyin etkinliklerinin 10-15 kat artabildiğini göstermektedir.
Oluşturacağınız haritalarda dikkat edeceğiniz kurallar şunlar olacaktır: Çizimin orta
noktasında temel konuyu oluşturan anahtar kelime yer alacaktır. Her ana bölüm tam
olarak ilgili bölüme bağlanacaktır. Çizilen her çizginin tam üzerine o alanın taşıdığı bilgi bir
kelime halinde yazılacaktır. Çizimlerin gözle rahatlıkla görülebilen bir yapıda ve estetik
olması şarttır. Birinci örnekte bilgiyi sadece sol beyin lobunuzu kullanarak yerleştirmeye
çalışıyorsunuz. Ama ikinci örnekle bilgiyi aynı zamanda resme de dönüştürdüğünüz için iki
lobunuz da birlikte kullanılmaktadır. Böylece etkinliğiniz artacaktır.
a) Önce her iki lobu aynı anda devreye sokacak çalışmalar yapalım. Beyin soyutlukları ne
kadar somutlukla birlikte düşünebilirse o oranda etkili belleyecektir. Aşağıda verilen
rakamları görüntü değerleriyle ilişkilendirin.
Örnek: 11 adet (yan yana iki direk gibi, iki parmak gibi)
15 kilo, 25 adet, %50, 100 kişi, bir milyon lira, 18 derece, 2 kilometre, 0. 0001 santim
2 kilo patates, 15 kilo elma, 5 metre kumaş, dört adet tokat, 2 adet çiçek
b) Aşağıda beyin haritalaması tekniği kullanılarak bir çizim yapılmıştır. Bu çizimi inceleyin.
Benzer bir çizimi elinizdeki kitabın üç temel bölümünde ayrı ayrı yapın.
Alınan bilgi: İnsanın ruhsal ve cisimsel olmak üzere iki bedeni vardır. Ruhsal beden kalp,
nefs, vicdan ve latifelerin birbirine bağlı olduğu bir sistem bütünüdür. Cisimsel beden ise
temelde baş, gövde ve bacaklar olmak üzere üçe ayrılabilir. Baş kısmında kulaklar, burun,
gözler ve dudaklar yer alır. Gövde kısmı kalp, ciğerler, mide ve bağırsaklardan oluşur.
Bacaklar bölgesinde ise diz kapağı, kaval kemiği ve ayak bileği yer alır.
Örnek 1: klasik sistemle yazının iskeleti: Örnek 2: Beyin haritalaması sistemiyle yazının
iskeleti:
İnsanın Bedeni
a) Ruhsal beden
aa) nefs ab) vicdan ac) latifeler
b) cisimsel beden
ba) baş
baa) kulaklar bab) burun bac) gözler bad) dudaklar
bb) gövde
bba) kalp bbb) ciğerler bbc) mide bbd) bağırsaklar
bc) bacaklar
bca) diz kapağı bcb) kaval kemiği bcc) ayak bileği
4. Anahtar Kelimeler veya Kavramlar Oluşturun
Ayrıca her iki lobu birlikte kullanabilmemiz için anahtar kelime çalışmalarıyla yeteneğimizi
geliştireceğiz. Bizde sülfirik asitin formülünü hafızamızda tutmayı sağlayan bir teknik
kullanılmıştır. H2 SO4 =Hasan iki Sevimli Osman dört) Buna benzer şekilde beyin
haritalaması anahtar kelime oluşturabilme yeteneği gerektirir. Anahtar kelime bir gurup
anlam kendisine bağlanan kelimedir. Herhangi bir bilgi kümesini anahtar kelimeye
bağlayabilirseniz bu anahtar kelimelerle düşünmeyi çok kolay hale getirirsiniz. Örneğin
size çevre kirliliğinin nedenleri anlatılıyor. Tüm konuları “kirlilik” kelimesiyle ifade
edebilirsiniz. Ardından kirliliğin nedenleri ikiye ayrılıyor. Fabrikaların yol açtığı kirlilik,
insanların yol açtığı kirlilik olarak konu açılıyor ve tanımlanıyor. Burada ikinci kelime fabrika
ve üçüncü kelime de insanlar olarak tespit edilebilir. Önemli olan hangi kelimenin tespit
edildiği değil, kelimeler tespit edilirken bunlara bağlanan anlamların tam olarak farkında
olunmasıdır. Buna göre aşağıdaki anahtar kelime ve beyin haritası oluşturma
alıştırmalarını çözümleyiniz:
a) Aşağıdaki kelimeler için bir anahtar kelime seçiniz:
-saat 6. 00’da kalk/kahvaltı yap/işe git/kitabını oku/toplantını yap
-peynir/zeytin/bal/reçel/çay/tereyağı/ekmek
-kale/savunma/forvet/savunma/top/takım/orta saha/faul/taç
b) Aşağıdaki olgu guruplarını birer uygun anahtar kelimeye bağlayınız:
-İstanbul’a 1994 yılında gittim. Otomobilimi kullandım. Yolda bir kaza oldu. Otobüsle
traktör çarpıştı. 4 kişi öldü 5 kişi yaralandı. Ölenlerden ikisi çocuktu.
-Mısırın başkenti Kahire mezarlıklar şehridir. Burada 2 milyon insan evsizdir. Mezarlar eski
inanışlara göre yer altında ev gibi düzenlenmiştir. Dolaysıyla günümüzde evsiz insanlar bu
mezarları ev edinmiştir. Mezarlarda kurutulmak üzere asılmış bir çok çamaşır görürsünüz.
-Washington D. C. ’de sokakta yaşayan insanlar vardır. Bunlar Homeless people-evsiz
insanlar olarak anılırlar. Amerika’da 2 milyon evsiz insan vardır. Bunların hepsi fakir
değildir. Bu insanlar geceleri sokağa yataklarını serer ve uyurlar. Bazıları ailelerini terk
etmişlerdir. Evsizlik orada bir kültür. Birilerine kızan evsiz olmaya karar verebiliyor. Kışın
belediye onlara yardım yapıyor. Soğukta donmamak için kanalizasyon havalandırmalarının
üzerinde yatıyorlar. Şehrin en modern sokaklarında kimse bu durumdan rahatsız olmuyor.
5. Bilgiyi Yerleşik Bilgilere Bağlayın:
Bilgiyi bellemenin en kolay yolu onu hafızada yerleşik bir başka bilgi ile ilişkilendirmektir.
Bu yapılırken aradaki bağlantının mantıklı olması şart değildir. Eğer bağlantıyı mantıklı
kurmuşsanız sol lobunuzu, mantıksız kurmuşsanız sağ lobunuzu kullanmış olursunuz. Bol
bol bağlama çalışmaları yaparak bu yeteneğinizi geliştirebilirsiniz.
a) Aşağıdaki kelime guruplarını her satırdaki ilk kelimeye mantıksız bağlayınız
-kirpi/diken/inek
-çiçek/yağmur/toprak/karınca
-kuş/daktilo/kalem/karpuz/kedi/elma/televizyon/bomba
-cam/çam/mikrofon/radyo/tren/uçak/dağ/göl/bulut
b) Aşağıdaki kelime guruplarını uygun bulduğunuz kelimeye mantıklı bağlayınız
-baş/göz/kirpik/burun/dudak/kulak/çene
-kedi/canlı/varlık/hayvan/van kedisi/tırnak
-çiçek/hasta/doktor/ilaç/hastahane/kanser/ışın tedavisi/ziyaret
-padişah/fatih Mehmet/1453/İstanbul/fetih/Bizans/ortodoks/hıristiyan/müslüman
c) Aşağıdaki bilgileri bildiğiniz bilgilere bağlayınız.
Örnek: Arkadaşınızın adı Fatih Şenel, İstanbul’u fetheden Fatih ile adaş. Soyadı sinemacı
Aydan Şenel’in soyadına benziyor. Trabzonspor’un eski kaptanı Şenol’un adı Fatih’in
soyadına benziyor.
-Beyinde 1 milyar sinir hücresi var.
-Dünyada 7 milyar insan yaşıyor.
-Dünyada saniyede 17 milyon ton su buharlaşır ve bir o kadar her saniye yağmur yağar.
-Türkiye’de 80 adet il var.
-Amerikanın 40 adet eyaleti var.
6. Diğer Belleme Tekniklerini Kullanın
a) Bilgiyi Abartın
Abartılan ve normalin dışında bir yapı kazanan bilginin hafızada kalma şansı daha
yüksektir.
b) Önemli bilgiyi çalışma başında ve sonunda alın
Okuma veya çalışma sürecinin hemen başında ve sonunda alınan bilgi orta sıralarda
alınan bilgiye göre daha kolay ve etkili yerleşir ve hatırlanır.
c) Bilgiyi farklılaştırın
Diğer bilgi türlerinden farklı bir yapı taşıyan bilginin hafızaya hatırlanabilecek şekilde
kaydolma şansı daha yüksektir.
d) Bilgiye duyularınızı katın
Bilgiyi görebilir, ona dokunabilir, onu seslendirebilirsiniz. Unutmayın: sese, dokunsallığa,
kokuya, görüntüye, tada çevrilebilen bilginin hatırlanma ihtimali çok daha yüksektir.
e) Bilgiye Duygularınızı Katın
Bilginin oluşturduğu duygusal çağrışım önemlidir. Öğrendiğiniz bilgi sizde ne tür duygular
oluşturabilir. bu duyguları araştırın ve abartın.
f) Duyuları filme çevirin.
Bilgiye duyularınızı kattıktan sonra oluşan görüntüyü filme çevirebilirsiniz. Bir hareketlilik
oluşturabilirsiniz. hareketli bilgi tak bilginin yüzlerce kopyası demektir. Kopyalar çoğaldıkça
hatırlanma hızı artar.
TANIMA ÇERÇEVESİ
Tanıma çerçevesi okuma sürecinin ikinci aşamasını oluşturmaktadır. Bu aşamada “gözler”
görevlerini bitirmişler ve bütün iş beynimize kalmıştır.
Gözlerimizle çeşitli sembollerin, karakterlerin resimlerini çekeriz. Bu resimler elektriğe
kodlanmış olarak beynimize ulaşır. Beynimiz önce bu sembolleri hafızasından tarar.
Hafızada var olan sembollerle benzerliğin yakalandığı an tanıma gerçekleşmiş olur.
Örneğin sembolünün ne anlama geldiğini düşünürken beynimiz =, ¹ , Y, F, E gibi
sembollere işaret koyacak; ama bunların hiç birinde karar veremeyecektir. Okumanın tam
bu aşaması tanıma aşamasıdır. Bundan sonra gelen kavrama aşaması ise bulunan
sembole bağlanan anlamın veya anlamların hafızadan çağrıldığı aşamadır. Yukarıdaki
karaktere bir anlam bağlamamışsanız onu tanıyabilirsiniz, yani tam olarak ne olduğunu
bilirsiniz ama onu kavrayamazsınız. Oysa bir Japon bu karakterden hareketle -watashiben-
imajını kavrayacaktır. Tanıma bölümünde iki temel amacımız vardır. Bir yandan daha
doğru tanıma diğer yandan da daha hızı tanıma yeteneğimizi arttırmamız gerekiyor.
1. Daha Doğru Tanıma
Tanımı:
Tanıma kusuru veya hatalı tanıma zihin tembelliğinin veya tam yoğunlaşamamanın bir
sonucudur. Yavaş okumalarda tanıma kusuru tam olarak belirgin değildir. Ama okuma
hızlandıkça hatalı tanıma kendini belli edecek ve okuma-kavrama süreci bundan olumsuz
etkilenecektir. Eğer çabucak gördüğünüz bir metni hatalı tanımışsanız beyniniz hatalı
tanığınız sembollere bağlı anlamları arayacak ve dolaysıyla kavrama da hatalı olacaktır.
Örneğin “çabucak camları kesti” cümlesinde geçen “cam” ile “çabucak çamları kesti”
cümlesinde geçen “çam” birbirinden çok farklıdır. “c” ile “ç” doğru ayrımlaştırılmazsa
tanıma kusuru ve dolaysıyla kavrama kusuru oluşacaktır.
Nedeni:
1. Doğru tanıma düzeyinin düşüklüğünün temel nedeni zihin tembelliğidir. Dikkat
keskinliği, değerlendirmelerde ayrıntıları hesaba katmamızı sağlar. Dikkatsiz bir zihin;
Yabacı adam geldi-----------yerine----------- yabancı adam geldi.
Kirpiklerini acımadan yaktı----------- yerine-------- kirpitlerini acımadan yaktı.
şeklinde okuyabilir. İki kelime arasındaki küçük farkı ayrımlaştıramayabilir.
2. Doğru tanımayı güçleştiren bir diğer neden de kelimelerin resimleri yoluyla çok sağlıklı
şekilde zihinde yerleşmemiş olmasıdır. Kelimelerin yazıldıkları fontlara göre oluşturdukları
belli resimler vardır. Fontlar değiştikçe kelimelerin resimlerinin yapıları değişir ve her fonta
göre yeniden okunmaları gerekir. Örneğin: istihbarat, istihbarat, istihbarat, istihbarat,
istihbarat, istihbarat
Şu halde, kelimelerin resimleri yoluyla zihinlerde iyi yerleşmesi de doğru tanımaya katkıda
bulunacak olan bir diğer faktördür.
Çözümü:
1. Eksiklikleri Ayrımlaştırın
Aşağıdaki metinde bazı kelimeler eksik yazılmıştır. Aşağıdaki metni okurken eksik
yazıldığını fark ettiğiniz kelimelerin üzerine Ö işareti koyacaksınız. Okuma bittikten sonra
çalışmanızı kontrol ederek hatalı kelimelerin ne kadarını bulabildiğinizi tespit edin.
“Yasama süeci, yasama mecliserinin kendilerine sunulan işlevin gerçekeşmesi yolunda
işlerin meclislere girişiden başlayarak komisyonardan ve genel kurulardan geçişlerini ve
nihayet süreçen çıkışlarını içeren bütün aşamarı ve bu aşamalarda işleyşe dahil olan
bütün birmleri ve işleyiş biçimlerni içerir. Yasma meclislerinin teml görevi kanun yapmak,
temsilisi oldukarı toplum adına toplumsal mekanizaları toplumun ihtiycı ve talebi
paraleinde oluşturmak olarak tanımlanablir. Bu çerçevde meclisler bir taraftan dış
faktölerle diğer taraftan da iç faktörlele iletişim içeriside olacaktır. Dış fakörler kapsamında
hükümet, devletn diğer kurumlrı, diğer devletler, devlet içindeki sivil toplum örgüleri, basın
ve bireysel olarak vatandaş düşünüleblir. İletişimin ve demokratik katılım anlayışın gelişimi
paralelde yasama meclislerile iletişim halinde olan dış birimler hem saysal olarak hem de
etkilik düzeyi bakımdan gittikçe büyümektdir. ”
2. Hataları Ayrımlaştırın
Yukarıdaki çalışmaya paralel olarak aşağıda bu defa bazı kelimeler yanlış yazılmıştır.
Yanlış yazılmış kelimeleri bulmaya çalışırken süratle okuyun veya seminer sunucunuzun
verdiği sürede metni bitirmeye çalışın. Ardından tanıma düzeyinizi kontrol edin.
“Yasama meclesleri islevlerini yerine getirirkan temelde iki tip faktor gurupunun etkişi
altınta kalırlar. Bunlardan birini yasama usüluyle ilgilidir. Meclis üyelesinin binbirlerine göne
konunlarının ne olacağı, nasıl bir iliskilenme bicimlerine sahip olacakları, görev bolümü ve
dagılımını hangi kurullara bağlı olarak gercekleştirecekleri, işleri hanği işlem akışından
hangi yollarla gecirecekleri, hangi işleri gerçekleştirmekte yükümlü oldukları gibi hususlar
yasama usulü kavramı çerrevesindedir. Prosedür veya usul hem meclis tarafından hem de
meclısle ilişkili dış guruplar tarafından kabul görmüş meşruluk aracidırlar. Yazılı veya sözlü
hükümlenden oluşan usul, çatışma ve karmaşanın engelnenmesini sağlamanın ötesinde
yasama meclislerinin çıktılarını üretebılmeleri bakınından oluşturulmak zorundıdır. ”
3. Benzerlikleri Ayrımlaştırın
Aşağıdaki metinde yan yana yazılmış iki aynı kelime gördüğünüz yere Ö işareti koyunuz.
Amacımız benzerlikler arasından aynılıkları tanıyabilmek ve böylece doğru tanıma
keskinliğimizi arttırabilmektir. Çalışma bittikten sonra özellikle aslında aynı olmayıp aynı
olduklarını zannettiğiniz kelimelere ilişkin tespitlerinizi gözden geçirin.
“Yasama meclislerinin etkileşimde etkıleşimde bulundukları diğer değir iç faktör gurubu
gunubu yasama meclislerinin idari örgütüyle ilgilidir ilgilidir. İdari örgüt ilk meclis
örneklerinde neredeyse tamamen tamamen önemsizken, bir bin başka başka tabirle ilk ikl
meclis örneklerinde araştırmaların araştırmaların yapılması, yazışmaların takibi takibi gibi
bigi hemen hemen bütün işler üyelerin üyelerin kendileri tarafından tanafından yapılırken,
meclislerin gündemlerinin günümüzün modern modern devlet sistemlerinde son zon
derece derce karmaşık hale hele gelmesi nedeniyle işlerin islerin bir bir çoğu coğu destek
personeli tarafından tanafından yapılmaya yapılmaya başlanmıştır. ”
4. Yoğunlaşma Yeteneğinizi arttırın
Doğru tanıma için yoğunlaşma yeteneğimizi geliştireceğiz. Aşağıda rakam veya harf
guruplarıyla karşılaşacaksınız. Sizden istenen belirtilen rakam veya harfleri alttaki
satırlarda doğru olarak görmeniz ve süratle işaretlemenizdir. Hiç bir taramada süreniz 15
saniyenin üzerine çıkmamalıdır. Sınıfta çalışırken, seminer yönetmeniniz bu süreyi 5
saniyeye kadar indirebilir.
a) Sırasıyla 222, 8, 4, 6 rakamlarını tarayın.
35622215421278220122202205487522203112054822209852 01120425622101120222
12089703210326022105620222241031202212456222031622 289722298751012521521
222165497
b) Sırasıyla 568, 12, 48 rakamlarını tarayın.
58897568521556852103216585125687985125681452789326
5858625685856842487987
54568485612356841231757213156841231297511256823123
4975865681023156812312568442
c) Sırasıyla 9760, 138, 97 rakamlarını tarayın.
97614519760069759760560978997609875976970697096797
60542690797609803215609760
12397609760586459760521389760521397605213813129760
532181097606512379760851
d) Sırasıyla kara, kira, uy seslerini tarayın.
kakakarakuruykarakanakatakarakerakerigeiakirauruda
rakankarakaratadararamekiramakara
mekkamerakarakuyuyaraarasarakarakkerekerakkirakara
kurunadarenenemanakarakedekarahgkarasna
e) Sırasıyla fgph, ş, ö, p seslerini tarayın.
fghpmhneafghpfgphphfgfghpkargerinfgphnehfgpheilyşa
mbcsçzfgphmakğgkufgğphlkafgphsbfgph
zssczvçöjifgtaelfgpzsezfghsatfgphzse. fghpsakfgphsv afghpzfgnpsefghrfghpgfhpgfphfghph
f) Sırasıyla iv17, 7m, iv ses veya rakamlarını tarayın.
iev13987ievadrın1iv17myv178ıv17k7491iv71tkevi17iv1
7kelmyleivon7iv17mil12iv71sbcnhatek1fiiv
217ieiv1231iv178ıgğü1iv18ivziv18iv1717ivıv17evcaii v17igezlii17vv71vi7m11iv17giv71
2. Daha Çabuk Tanıma
Tanımı:
Tanıma çabukluğu beynimizin hızıyla ilgilidir. Beynimizin aradığı kelimeyi, sembolü
bulabilme hızı çabukluğu oluşturur. Beyin, sembolleri sinirler yoluyla gözlerden aldıktan
sonra hafızada mevcut sembolleri taramaya başlar ve bulduğu her sembolle aldığı
sembolu karşılaştırır. Tam olarak aradığı sembolü bulduğunda tanıma gerçekleşir. İşte
çabukluğu bu arada geçen süre etkiler. Bazı beyinlerde bu süre daha uzun, bazılarında
daha kısadır. Bu farklılaşmanın çeşitli nedenleri vardır.
Nedenleri: Tanıma hızını etkileyen bir dizi neden arasında en yaygın olanları sıralayalım:
1. Yerleşik Görüntü Zayıflığı: Kelimeleri resim formatında doğru algılamamız ve
hafızamıza doğru yerleştirmemiz çok önemlidir. “gökdelen” kelimesini hiç zihninizde
canlandırdınız mı? Şimdi bu kelimenin yukarıdaki formatına tekrar bakın; kelimenin
uzunluğunu, ilk ve son harfini, “g” harfinin aşağıya, “k, d, l” harflerinin yukarıya uzantısını
görün. Şimdi gözlerinizi kapatıp bu kelimenin resmini tüm özellikleriyle canlandırın.
Resmini çok iyi çektiğiniz her kelime sonraki okumalarınızda çok hızlı -neredeyse ışık
hızında- tanıyabileceğiniz kelimedir. Görüntüsü zayıf yerleşmişse tanınması için beyin
daha uzun süre tarama yapmak zorunda kalacaktır.
2. Beyni Hıza Alıştırmama: Beyin hızlı kullanılabilecek halde iken onu hızlı kullanmazsak
yavaş çalışma alışkanlığını korur. Gevşek yaşayanların beyinleri de gevşek çalışacaktır.
Dolaysıyla hızlı düşünme, hızlı sonuçlara ulaşma yeteneklerinin ardında, bu tür çalışmaları
çok yapmak yatar.
3. Beyin Hızını Kösteklemek: Bir kısım çok kötü davranışlar ve yaşayış biçimleri vardır ki
ne yaparsak yapalım bunlar beynimizin çalışma hızını ciddi şekilde yavaşlatırlar. Örneğin
eğer hafif de olsa sürekli stresiniz varsa bu, düşünce akışınızı bloke eder. Bu blokajın
etkisiyle tüm çabalarınıza rağmen beyniniz yavaş çalışır. Bu bağlamda uykusuzluk, fazla
yemek(dolu mide) , oksijeni eksik ortamda yaşamak veya diyaframatik soluma
yapamamak, çok durgun ve hareketsiz yaşamak gibi tutumlar kesin olarak beynimizin
çalışma hızını köstekler. Bu tür yaşantıları olanların tek çözümü yaşantılarını
değiştirmektir.
Çözümü:
1. Eksik Harfleri Tamamlayarak Okuyun
a) Aşağıdaki kelimelerin bir kısmının yarısı alttan, bir kısmının yarısı üstten silinmiştir. Bu
kelimeleri zihninizde yerleşik resimleriyle tamamlayarak okuyacaksınız. Böylece beyniniz
eksik görüntüleri eksik halleriyle daha çabuk tanımayı öğrenecektir:
“UYKU: Uyku hayatımızda her şeyin düzene konulduğu, tamir ve tedavi edildiği son
derece önemli bir süreç olarak yaratılmıştır. Bir kaç hafta uykusuz kalmanın ölüme neden
olduğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle ispat edilmiştir. Daha da ötesi insanın
yetersiz uykusu ile zihinsel güç kaybı arasında yakın bir ilişki olduğu, uykusuz kalan
insanların zihinsel çalışmalarının tamamen durduğu ve düşüncelerini hiçbir şeyin üzerinde
yoğunlaştıramadıkları ispat edilmiştir. 48 saat uykusuz bırakılan yüksek öğrenimli kişiler
ilkokul çocuklarına öğretilen matematik işlemleri yapamadıkları görülmüştür. (Hürriyet 26.
5. 1193) A. B. D. ’de 1993 yılında yapılan bir araştırma sadece düzensiz uykunun A. B. D.
ekonomisine 1993 yılı kurlarıyla verdiği zarar 360 trilyon liradır. (Bozdağ,1996,Yasama
Sürecinde. . . s. 40)
Lütfen bu bölümü önemsiz bularak geçmeyiniz. Günde 8 veya 10 saat uyuyor olabilirsiniz.
Ancak yine de bu uykunuz hiçbir işe yaramıyor olabilir. Çoğumuzun sandığının aksine
uykusuzluğun hayatımızdaki engelleyiciliği tahmin ettiğimizden de büyüktür. Oysa çoğu
zaman rahatsızlıklarımızın uykusuzluktan kaynaklandığını bilemeyiz bile.
b) Size verilen okuma penceresinin kenarını veya herhangi bir düz kenarı kullanarak
aşağıdaki satırları önce alttan sonra da üstten yarım kapatarak okuyun.
Uyku beynin dinlenme vakti sanılmamalıdır. Tersine uyku beynin vücudun dinlenme ve
tamir işiyle meşgul olduğu vakittir. Uykuda beyin değil vücut dinlenmektedir. Beynin
elektriksel yapısı üzerinde yapılan araştırmalar zihnimizin uyku esnasında en az uyanık
dönemde olduğu kadar yoğun çalıştığını göstermiştir. Aradaki tek fark gece ve gündüz
yapılan işlerin farklı olmasıdır.
İnsanoğlu üzerinde yapılmış bilimsel araştırmalar uyku üzerinde şu tespitlere ulaşmıştır:
1. İnsan her uyku seansında iki ayrı uyku türünü paylaşımlı olarak ve ihtiyaca göre uyur.
Uykumuz ya derindir ya da hafif olarak yüzeyde seyreder. Derin uyku NREM olarak
adlandırılmıştır. Bu dönemde cisimsel beden üzerindeki hücre tamirlerinin
düzenlenmesiyle ilgilenir. Gün boyunca alkol, sigara, kirli hava gibi etkiler; aşırı yorulma,
yaralanma, enfeksiyon gibi nedenler hücre ölümlerini arttırır. Ayrıca bedende her gün
normal olarak 10 milyar hücre ölümü gerçekleşir. Bedeni bir milyon katlı bir gökdelen
olarak düşünelim. Her an binlerce tuğlası birlikte çürüyüp düşmekte, gökdelenin
çökmemesi için yerlerine yenilerinin yerleştirilmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir
çalışmanın sağlıklı gerçekleşmesi sıfır hatalı bir haberleşme ve analiz sistemini gerektirir.
İşte beynimiz NREM adı verilen derin uyku esnasında vücudun maddi tamirinin
gerçekleşmesi görevini yüklenir. ”
c) Yukarıdakine benzer çalışmaları gazete veya kitap metinlerinde sık sık tekrar edin.
Unutmayın: Eksik konumda okuyabilen, tam konumda daha hızlı okuyabilecektir.
Beyninize eksik konumla yetinmesini öğretiyorsunuz.
2. Metinleri Ters Çevirerek Okuyun
Aşağıdaki metni ters çevirin ve satırların normal akış yönünde (bu defa sağdan sola, ok ile
gösterilen yönde) okuyun. Ardından metninizi 90 derece çevirin. Satırları bu defa aşağıdan
yukarıya okuyorsunuz. Unutmayın: Farklı açılardan okuyabilen, kelimeleri farklı
konumlarda tanıyabilen, sık sık gördüğü konumlarda bir çırpıda tanıyabilir hale
gelmektedir.
“ŞEFKAT NEDİR?
Sevmek bazen uhuvvet(kardeşlik) , bazen aşk, bazen da şefkat kimliğine girer. Sevgi
çeşitleri arasında en ulvisi şüphesiz şefkattir. Şefkati tanımı itibariyle diğer Sevgi
çeşitlerinden ayıran temel özellik karşılıksız oluşu ve merhamet boyutunu kuşanmış
olmasıdır. Şefkat çok yüksek bir duygusal karakter gerektirir. Şefkat hissedişinin zirvesinde
olan insan da bu hissedişi yüzünden ya dünyanın en mesut insanı olur ya da hayati ve
yaşamayı kendisine zehir eder. Sevgi merkezli hislerin vücudun bio-kimyasal yapısında
yaptığı değişiklikleri ortaya çıkarmaya dönük bir yığın araştırma yapılmış; dar anlamda
beşeri sevginin, güven duygusunu artıran endorfin hormonu salgısını çoğalttığı, yüksek
heyecan ve sevince yol açan emphetamin salgısını körüklediği gözlenmiştir. Los Angeles
Psikiyatri Enstitüsünden Mark Gaulstan’a göre, gerçek sevgi endorfin hormonuyla teessüs
etmekte, hakiki şefkat belirmekte, bu işte özellikle örnek olarak anne-çocuk ilişkilerinin
şefkat merkezli şekillenmesinde Oxytocin maddesinin geliştirdiği “bağlılık ve sokulma”
duygusunun büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır. (Hürriyet, 9. 2. 1993)
Mutluluk hissedişlerinin cismani bedende endorfin, emhetamin, Oxytocin gibi maddelerin
salgılanmasıyla temsil edildikleri gerçek olmakla birlikte bu tür hissedişlerin temelde ruhi
yönelimlerle yönetildiklerine ancak dışarıdan oluşturulan harici etki(hormon enjeksiyonu
gibi) yoluyla da gerçekleşebileceği söylenebilir.
Sevgi temel başlığı altında uhuvvet, aşk, şefkat gibi sevginin farklı boyutlarda
şekillenmelerinden söz ettik. Boyutu ne olursa olsun, Bediuzzaman’ın da ifade ettiği gibi,
sevgi kaynağını “kemal, lezzet ve menfaat” unsurlarından birlikte ya da tek tek alır.
Bu realiteden hareketle örneğin aşk ve şefkati karşılaştırdığımızda aşkın birçok
sınırlandırıcıyla karşılaştığını görürüz. Karşılık isteyen aşkta “lezzet ve menfaat” unsurları
devamlılık ve şiddetlenme açısından ön plana çıkarlar. Bu iki unsurun yokluğu ya da
eksikliği aşkın ölüm fermanını hazırlar. Bu yüzden uzun sürebilen özel sevgilerin temel
kaynağı aşk değil şefkattir. Çünkü aşık ya muhatabından beklediği “lezzet ve menfaat”
boyutlu karşılığı görememekte ya da bu karşılık kendi hissedişine en azından denk
gelememektedir. Oysa şefkat hissedişinde karşılık beklenmemesi bu iki sınırlandırıcıdan
gelebilecek her türlü engeli aşar. Öte landan şefkatte “merhamet” unsurunun da mevcut
olması onun sahibini başka hiçbir hissedişin yükseltemeyeceği mutluluk zirvelerine
tırmandırır. Acaba kendilerini çocuklarına duydukları şefaatte kaybeden annelerin tattıkları
mutluluk hissedişinden daha yükseklere tırmanabilenler var mıdır? Beşeri ilişkiler
çerçevesinde yoktur şüphesiz. Ancak insan şefkati sadece anne-çocuk ilişkisiyle
sınırlayarak hayatı boyunca muhtaç olduğu yüksek huzurdan mahrum olmamalıdır. Çünkü
80 yaşında ihtiyarlardan 8 günlük bebeklere kadar bütün insanlar şefkat edilmeye
muhtaçtırlar ve Rablerinin engin şefkati altında karşılıksız korunurlar. . . . . . . ” Alıntı:
Muhammed Bozdağ
3. Bilgisayar Programlarını Kullanın
a) Size verilen bilgisayar programlarından cho1. exe (hızlı görsel gösterim) programını
çalıştırın ve oku1. txt, oku2. txt, oku3. txt, okueng1. txt, okueng2. txt gibi isimler verilen
dosyaları, sabit ekrana bakarak sırasıyla 2(00) , 4(00) , 6(00) 8(00) kelime/dakika hızlarda
okuyun. Yakın benzerlik taşıyan kelimelerin farkını tanımanız bilhassa önemlidir.
Odaklanın, dikkatle okuyun.
b) cho2. exe isimli programı çalıştırın. Programda karşınıza çıkan menüden “ibareleri
tanıma” bölümünü çalıştırın. 1-2-3-4-5 kelimeden oluşan ibareler üzerinde sırasıyla
çalışmalarınızı sürdürün.
4. Plaka Okuması Yapın
Bir süre plaka okuması yapacaksınız. Dolmuş veya otobüste yolcu iken geçmekte olan
veya duran araçlara bakarak plakalarını süratle okuyabilirsiniz. Önemli nokta şudur:
Plakaları görür görmez gözlerinizi çevirmeli ve görüntüyü zihninizde canlandırmalısınız. Ne
okuduğunuzu plakalara bakarak değil, zihninizde kalan görüntüye bakarak bulmalısınız.
5. Metinlerde Kelime Arayın
a) Aşağıdaki paragrafta “eşya” kelimesini arayın:
“ÇATIRDAYAN NEDENSELLİK: Eşyanın hakikatini inceleyen en temel bilim fizik eşya
olmuştur. Fizik biliminin bulgularındaki değişim eşyanın açıklanmasına dönük felsefeleri de
otomatik olarak değiştireşşaymiştir. Newton’un 1600 lerde ortaya koyduğu nedensellik
anlayışının en önemli destekçisi olan “tabiat-atom modeli” eşya genel kabul görmüş ve üç
asır boyeşşayunca tabiatın katı, kütlesel, kesif, yer değiştirebilireşya karakterde temel
inşaat bloklarının varlığına inanılmıştıeşşay. Ancakeşya kuantum fiziğinin derinliklerdeki
incelemelerinde atom altı parçacıkların gözden kayboluşu belgelendi. eşya Bu yolda ilk
adım Werner Heisenberg tarafından atıldı. “Kesinsizlik-uncertainity” prensibiyle tanımladığı
teorisinde bir parçacık yakalanmaya çalışıldığında pozisyonu belirleniyor sonra
kaybediliyor, bir an momentumu ölçülebiliyor sonra belirsizleşiyordu. Kuaneşşaytum
mekaniği seşyaonunda bu partiküllerin gerçek fizik vücutlarının olmadığını gördü.
Newton’un bulgularının eşya tam aksine eşyanın boş eşya uzayda hareket eden katıeşya
parçacıklardan oluşeşyamadığı anlaşıldı. Tespitler araştıreşyamacıları sonunda uzayın
tamamen nabız gibi atan eşya alanlardan oluştuğu fikrine eşya götürdü. Şimdi kuantum
mekaniği parçacıklarıeşşay dalgalar veya ihtizazeşşay paketleri şeklinde alt
alanlardaneşşay yukarıya sıçramalar eşya olarak tanımlamaktadır eşya ki bu durum
Neweşşayton’un “katı madde” tanımeşşaylamasını yok etmiştireşşay.
b) Aşağıdaki paragrafta “fizik” kelimesini arayın:
Elimizfizikdeki kitabınfisik yüzey seviyesinde katı madfisikdenin gerçekfizik bir fizikeşya
vücudufizik vardır; katı ve kesin olarak maddi varlığı sürer. Ancak fizikmaddenin iç-alt
seviyesinde fizikçiler maddi gerçekliği bulamamakta, bunun yerine içerde sadece alanlar
ve dalgalar tespit edilmekte, yani “fizikhiçbir şey” bulunmaktaydı. Madde, özünde hiçbir
şey ise maddefizik yok muydufisik, biz hayal mi görüyorduk? Gerçekte “yokluk” yoktu yani
fizik dışı da olsa vücut vardı; sadece görmekfisik için hangifisik seviyede baktığımız, tabiatı
hangi seviyede ve fisikboyutta incelediğimizfizik önemliydi. Çünküfisik bir boyuttafizik
varlığı olmayanfizik bir vücutfisik diğer bir boyutta beliriyordu.
c) Aşağıdaki paragrafta “ve” kelimesini arayın:
Heisenveberg’in keşifveleriyle birlikte madevde içine doğru seyahatevler devam etti.
İçerevde değişikve alavenlar keşfedilip tanımlanıncave alanların kendileverinin bir tabanı,
en vetemel yönü, en az hareketlilikev (excitation) seviyesi, ihtizaz alanı veya boşluk
durumuve ortaya çıkıyordu. Buveradan alanların ana özünün görülmez, geçişken
(transitional) temeli, esası anlaşılmaevya başlanvemıştı. ve Bu elektromanveyetik “en az
hareketlilik durumlu alan”, atoevm altı parçacıkların yani maddi vücudun bittiği yerde
başlıyordu. Bir başka tabirle varlığın vücudu hareketlilik-tahrik(excitation) ile
açıkvelanıyordu. Bir elektron titreşimler, dalgalanmalar veya alttaki alanevların
harekveetliliği şeklinde var olabiliyordu. Araştırevmalar gösterdi ki elektronun varlığı
değişik hareket seviye ve(ya) durumunda bulunabiliyorev; veçok aktif veya sakin
olabiveliyordu. Elektronun yaşayabileceği- vücut alemde bulunabileceği değişik hareketlilik
durumlarına kesin bir vealt limit-sınır yoktu. veElektron belli bir noktanın altında iyice
sakinleşevvetiğinde vveücudunu tamaevmen kayvebediveriyor, yani
elektrovemanyetik/enerji alandan da sveıyrılıp yok oluyordu. Hareketin sıfır olduğu
noktaveda vveücut sıfır oluyordu. En az hareveketlilik durumu, elektveronun bir parçacıkve
etkisi oluşturabilmesiev için yetersiz bir dalgalanevmadan ibaretti. Temel Metin, Alıntı:
Mutelak Gerçeklik Yolunda Bilim ve Din, Köprü Dergisi, Bahar 1996, Yazan Muhammed
Bozdağ
8. Tanıma hızını arttırmaya destek olan bir diğer çalışma kelimelerin resimlerinin zihne
yerleştirilmesi için yapılacak genel sözlük okumalarıdır. Türkçe kelimelerin toplu olarak yer
aldığı bir sözlükteki kelimelere tek tek bakarak kelimeleri resimleri yoluyla zihninize
yerleştirme çalışması yapınız. Kelimelere bakarken nasıl bir şekil taşıdıklarına özellikle
dikkat edeceksiniz. Bu çalışmayı, sizi duraklattığını düşündüğünüz kelimeler üzerinde de
yapabilirsiniz. Okuduğunuz metinde bu tür kelimelerle karşılaştığınızda onları çabucak
işaretleyin. Daha sonra boş zamanlarınızda bu kelimelerin resimlerine 10 saniyelik zaman
ayırarak onları gözlemleyebilirsiniz. Bu çalışmayı sürdürürseniz resimleri hafızanıza
yerleştirmek için gerekli süreniz bir süre sonra 1-2 saniyeye kadar inecektir.
KAVRAMA ÇERCEVESİ
Okuma sürecinin tanıma aşamasını kavrama takip eder. Kavrama aşamasında beyin
sembollere bağlanan anlamları, imajları tarar ve bulur. Aşağıda bu süreç gösterilmiştir:
görülen kelime
Görülen=hafızadaki, kelime
hafızadaki, kelime=imaj
Ayı
Ayı
Resim
Görme Çerçevesi
Tanıma Çerçevesi
Kavrama Çerçevesi
Görüldüğü gibi sembollere bağladığımız anlamı veya anlamları taşıyan imajları
yakaladığımız anda kavrıyoruz. Eğer sembollerin taşıdığı görüntüleri çağıramazsak
kavrama gerçekleşemez. Kavrama en basit düzeyde bir resim, ileri düzeyde ise filmdir.
Resimleri filme dönüştüremediğimizde tam kavrama gerçekleşemez. Örneğin “Ben+
okula+ gidiyorum. ” cümlesinde “okul”, “ben” ve “gitmek eylemi” ayrı birer resimdirler.
Bunları filme dönüştürebildiğimiz an, “okula gitmekte olan ben’in” yaptığı işin film halinde
zihnimizde canlandığı andır. Kavrama yeteneğinin gelişiminde iki boyutu dikkate alacağız:
Daha doğru kavrama, daha hızlı kavrama. Bu bölümde yapacağımız çalışmaları aşağıda
özetleyelim:
Daha Doğru Kavrayabilmek İçin:
Okumadan önce inceleme yapacağız
Okumadan önce sorgulama yapacağız
Karışık kelimelerden anlam çıkartacağız
İsim-tarih-rakam-yer bilgilerine özel dikkat göstereceğiz
Farklı yazı formatlarına özel dikkat göstereceğiz
Eleştirerek, mantık bozukluklarını arayarak okuyacağız
Yakalayamadığımız anlamları tahmin edeceğiz
Metinde yer alan yön kelimelerine özel dikkat göstereceğiz
Okumadan önce okuma amacımızı belirleyeceğiz
Zihnimizi yazıların fikir planları- yazı iskeleti konusunda eğiteceğiz
Grafiklere-tablolara özel dikkat göstereceğiz
Daha Hızlı Kavrayabilmek İçin:
Kelime dağarcığımızı geliştireceğiz
İmaj çağırabilme yeteneğimizi geliştireceğiz
Çok okuyacağız
Beynimizi hızlandıran süper sağlık kurallarına uyacağız
A. Daha Doğru Kavrama
Tanımı: Daha doğru kavrama verilen mesajda geçen doğru resmin veya filmin aslına daha
yakın olarak zihinde canlandırılmasıdır. Aldığımız tüm mesajları her zaman yüzde yüz
doğru kavramamız yani verilen mesajı aynen algılamamız kesinlikle mümkün değildir. Her
zaman verilen mesajla bizim algılamalarımız arasında bazı farklılıklar oluşmaktadır. Bizim
yapmamız gereken bu farklılaşmaları, sapmaları asgariye indirmektir. Kavrama yanılgısı
özellikle mecazların kullanıldığı anlatımlarda oluşur. Olayı tam ve somut ifadelerle anlatan
metinlerde kavrama hatası asgariye iner. Aşağıdaki örneklerde verilen mesajlarla,
gerçekleşen kavramaları karşılaştıralım. Bu örnekler doğru kavramanın anlamını daha iyi
açacaktır:
Söz: “Şimdi o tilkiyi hatırlıyorum. ”
Kavranan: O hayvanat bahçesindeki tilkiyi hatırlıyor. Ormanda giderken bir tilki görmüştü;
o tilkiyi hatırlıyor. Ben kitap okurken bir tilki resmi görmüştüm, tıpkı onun gibi bir hayvanı
hatırlıyor. Tilki gibi kurnaz bir adam vardı; galiba öyle bir adamı kast ediyor.
Söz: “Uçarak buraya gelin” dedi.
Kavranan: Bizim kuş gibi uçmamızı istedi. Bizim uçağa binip uçakla gitmemizi istedi.
Bizim koşa koşa gitmemizi istedi. Galiba orada acil bir durum var hemen oraya gitmemiz
gerekiyor.
Hatalı Kavramanın Nedeni: Yukarıda görüldüğü gibi kavrama biçimleri kişilerin zihinlerinde
oluşan çağrışımlara göre çok fazla farklılaşabiliyor. Önemli olan, kişilerin kullandıkları
kelimelerin anlam çerçevelerinin doğru bilinmesi ve bu çerçevelerin kaçırılmadan sağlıklı
şekilde birleştirilmesidir. Kavrama bu yönüyle bir resim bulmacanın parçalarını
birleştirmeye benzemektedir. Kavrama doğruluğunun bozulmasının nedeni bazı mesajların
kaçırılması veya alınan mesajların zihin tarafından doğru yerlerine yerleştirilememesidir.
Bu yönüyle hatalı kavramanın bir çok nedeni vardır. Dikkat kopması, çağrışımın getirdiği
bazı kelimelerin kattığı renkler, bakış açısı, neyin arandığı, neyin kişinin değer yargıları
arasında önemli veya önemsiz olduğu gibi bir çok faktör vardır. Bunlar devreye girerler ve
orijinal mesajın kimliğini değişik renklere boyarlar. Okuma sırasında pek çok bilgi
gözümüzden kaçar. Bir ayrıntıyı kaçırdığımızda o ayrıntıyla ilişkili bir başka bilgiyi eksik
kavramış oluruz. dolaysıyla aldığımız bilgi düzeyini en yüksek düzeye çıkarmak
zorundayız. Dikkat: Ne kadar yavaş ve ayrıntılı okursanız okuyun dikkatinizi aralıksız
olarak koruyamadığınızdan bilginin önemli bir kısmını kaçırmaya mahkumsunuz. Okuma
hızının artması kavrama doğruluğunu olumlu etkiler. Bununla birlikte okuma sırasında
daha fazla ayrıntıyı yakalayabilmek için bazı egzersizleri yapmak zorundayız. Ayrıca
okuma esnasında bazı tutum ve düşünme biçimlerini alışkanlık haline getirmemiz gerekir.
Aşağıda verilen bir dizi çalışma kavrama doğruluğunu azami düzeye çıkartmakta bize
yardımcı olmayı amaçlamıştır. Yapacağımız çalışmalar şunlardır:
Çözümü:
1. Okumadan Önce İnceleme Çalışması Yapın
Etkili okuma 5 aşamadan oluşur. Bunların ikisi etkin kavrama için okuma öncesi ve ikisi de
etkin belleme için okuma sonrasıdır. Bu kural bir bütün olarak söyle ifade edilir: İngilizce
kelimeleriyle; Survey, Question, Read, Remember, Repeat; Türkçe kelimeleriyle; İncele,
Sorgula, Oku, Hatırla, Tekrarla. . .
İnceleme aşaması soru sorabilmeye temel olabilecek tespitlere ulaşmamızı sağlar. Kitap
okuyacaksınız: yazarını, kitabın adını, yayınevini, yayın yılını inceliyorsunuz. Ardından
içindekiler, önsöz, son söz bölümlerini okuyorsunuz. Bu arada varsa kitabın her
bölümünün sonundaki özetleri okuyorsunuz; tüm sayfaları çevirerek her bölümde
yazılanların genel görünümünü inceliyorsunuz. 300 sayfalık normal ebatlarda bir kitap için
gerekli asgari inceleme süresi 30 dakika olabilmelidir. Hatta İngiliz yazar Rowntree bu
konuda daha da ileri giderek bir saatte okunacak kitabın 30 dakika incelenmesi gerektiğini
ileri sürmektedir. Aşağıdaki çalışmaları yapalım:
a) Şu anda elinizde olan kitabı inceleyin: Kitabın adını, yayıncısını, konusunu, bölümlerini,
bölüm alt başlıklarını, bölüm özetlerini, sayfalarda koyu yazılıp dikkatinizi çekmeye çalışan
cümleleri okuyun. Kitabın her bölümünü ayrı ayrı zihninizde canlandırın. Hangi bölüm kaç
sayfa? Kitap bir bütün olarak içindekiler bölümü açısından zihninizde nasıl görünüyor?
Kitabı bir bütün olarak zihninizde görünceye kadar bu çalışmayı yapın.
b) İnceleme çalışmasını seminerde size verilen test metinlerini okumadan önce bu
metinler üzerinde uygulayın. Metnin başlığını okuyun. Varsa alt başlıklarını, koyu yazılmış
kelime veya cümleleri okuyun. Yazı kaç sahife, paragraflar nasıl ayrılmış? Yazının
içindekileri henüz tam olarak anlamasanız da yazının genel bir görünümü zihninizde oluştu
mu?
c) Benzer çalışmaları kendi kitaplarınızda, gazete okumalarınızda okuyun. Unutmayın, her
zaman önce başlıklar, vurgulanan cümleler, varsa özetler okunmalı ve yazının tamamı
görülmelidir. Seminer sunucunuz getireceğiniz kitaplarda bu çalışmayı yaparken size
yardımcı olacaktır.
2. Okumadan Önce Sorgulama Çalışması Yapın
İncelerken edineceğiniz bilgilere dayalı olarak devamlı sorular soracaksınız. Şurası
kesindir; cevap bulmamızı garanti eden sır soru sormuş olmamızdır. Okumadan önce ne
kadar çok soru sorabilirseniz, okuduktan sonra o kadar çok cevap alırsınız. Sorularınız ne
kadar anlamlı, önemli ve derinse, cevaplar da o kadar anlamlı, önemli ve derin olacaktır.
Sürekli sormak suretiyle sorabilme yeteneğimizi geliştirebiliriz.
Herhangi bir kitap okuyacaksınız: Yazarını tanıyor musunuz? Yazar, konusu hakkında ne
kadar güvenilir olabilir? Yayınevi ne tür eserler yayınlıyor, ciddiyet derecesi nedir? Yayın
tarihine göre bilgiler ne derece taze olabilir?
Kitabın konusu nedir? Olay hangi açıdan sınırlandırılmaktadır ve anlatılmaktadır? Anlatılan
konuda neler biliyorsunuz? Bildiklerinizi ne zaman nasıl öğrendiniz? Bildiklerinizle kitabın
konusu arasında nasıl ilişki kurabilirsiniz? Kitabın bölümleri arasındaki bağ ne derece
mantıklı ve bu bağlar ne derece kitabın adına bağlanabiliyor? Kitabın hangi bölümü ne
işinize yarayacak? Hangi bölümde muhtemelen ne anlatılmaktadır?
Bunlara benzer yüzlerce soru sorabilmelisiniz. Bu aşamanın en önemli yanı sistemli
çalışmanın kapısını açmasıdır. Unutmayalım: Dimmet, “Sistemli düşünmeyi alışanlık
haline getirmedikçe tahsilin hiç bir kıymeti yoktur” der. Sistemli düşünmek sistemli
çalışmakla mümkündür. Bu çerçevede birinci bölümde vurgulanan çalışmaları yeniden
yapın.
Bu defa incelerken öğrendiklerinizi soruya dönüştürün. Örneğin kitabın adı: Hızlı ve Etkin
Okuma. İncelerken bunu gördünüz. Şimdi soruyorsunuz: “Hızlı okuma nedir? Nasıl hızlı
okunur? Ne kadar hızlı okuyabiliriz? Hepimiz hızlı okuyabilir miyiz? Hızlı okursak bu,
derslerimizi nasıl etkiler? Hızlı okumanın zekaya etkisi var mıdır? Zeka düzeyi okuma
hızını etkiler mi? Hızlı okuma gözlerle mi yapılır? Hızlı okuyabilmek için beynimizi
eğitmemiz gerekecek mi? Bu nasıl olacak? Etkin okuma nedir? Hızlı okumadan farkı
nedir? Etkin okursak daha iyi kavrayabilir miyiz? Bu kitapta anlatılanlara güvenebilir miyiz?
Hızlı okuma ve etkin okuma bir arada olabilir mi? Kitabın hangi bölümleri hızlı okumayı,
hangi bölümleri etkin okumayı anlatıyor? Bu iki bölüm ayrı ayrı mı, yoksa bir bütün
içerisinde mi anlatılıyor?” Gördüğünüz gibi “hızlı, etkin” kelimelerinden yola çıkarak bir çok
soru sorduk. Bu soruları katlayabilirsiniz. Eğer bu soruları sorarak okuyorsanız kavrama
düzeyiniz inanılmaz şekilde artar. Çünkü tam okurken beyniniz bu sorulara otomatik olarak
cevap aramaktadır. Cevabı bulduğunda ise hemen beyninizde bir ışık çakmaktadır.
Okuyarak daha çok öğrenebilmenin en kestirme yolu, diğer tüm teknikler bir yana burada
verdiğimiz incemele sorgulama çalışmalarının okumadan önce mutlaka yapılmasıdır.
3. Karışık Kelimelerden Anlam Çıkarın
Beynimiz anlamlara ulaşmak için kelimeleri belli bir sıraya koymak zorundadır. Bu
sıralama işleminde tecrübesiz olan bir beyin kavramak için daha fazla süreye ihtiyaç
duyacak ve muhtemelen sıralamayı eksik yapacaktır. Karışık sırada aldığımız kelimeleri
kullanarak beynimizi bu konuda eğitebiliriz. Karışık sırada alınan kelimelere anlam
verebilen ve doğruya yakın anlam çıkarabilen bir beyin, kelimeleri düzgün sırada aldığında
anlamı çok daha doğru çıkaracak ve kavrama hızlanmış olacaktır. Bu çerçevede aşağıdaki
alıştırmaları yapalım. Her bir örneği çabucak tamamlamaya çalışın.
a) Dörtten az kelime kullanalım:
a) işledi, kızartıcı, yüz, suç
b) odur, ne, insan, düşünüyorsa
c) arttırır, durmak, hikmeti, aç
d) kalkanların, dünya, erken, malıdır
e) kalbi, güler, neşelendirir, yüz
f) kalbi, güler, neşelendirir, yüz
g) sahibini, öfke, çökertir, önce
h) biz de, döner, döneriz, dünya
ı) ilim, biriktirmektir, öğrenmek, ışık
i) kalbe,kalpten, konuşur, sevgi
b) Dörtten fazla kelime kullanalım:
a) insanı, değil, yokluğudur, çokluğu, yılların, ihtiyarlatan, ideal
b) öldürür, yıllar, buruşturur, ruhu, fakat, cildi, idealsizlik
c) çalışırlar, ve, başarılı, içinde, insanlar, bulundukları, o, yaşar, zamanı, zamanda
d) olamaz, insan, bir, önceden, hiç, planlamasını, bir, zaman, yapmayan, önde
e) inanmışlardır, tüm, tarihteki, yaptıklarına, adamlar, büyük
f) için, demektir, varsa, besleniyor, gelecek, hedefimiz, planlarımız
g) kendi, durduğu, insanın, düşünceleridir, üreten, davranışlarını, zihninde, taşıyıp
h) durur, stres, akışımızı, bloke,düşünce, eder, zihnimiz
ı) çekinir,ve, aşırı, başından, insan, olan, aklı, yemek, uyumaktan
i) her, yardımcı, hastalıklar, gelişimine, zaman, olurlar, ruhumuzun
c) Kelime alternatifleri arasından seçim yapalım:
a) Okuma. . . . . . . . . . . bir göz. . . . . . . . . . . beyin . . . . . . . .
1. hem de 2. etkinliği 3. etkinliğidir 4. aşinalığı 5. hem
b) . . . . . . . . . . insan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . insandır.
1. küçük 2. hedefsiz 3. başarılı 4. hedefi 5. belirli
c) . . . . . . . . . . bir dahi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . çalışın.
1. biz de 2. siz de 3. ne var ki 4. yeter ki 5. olabilirsiniz
d) İnsanlar . . . . . . . . . . şeyde çok . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . sıhhat
ve . . . . . . . . . . . . . . . .
1. bir 2. aldanıyorlar 3. iki 4. bu 5. bunlar 6. boş vakittir 7. yararlı vakittir
e) Nereye . . . . . . . . . bilen . . . . . . . . . yol vermek . . . . . . dünya . . . . . . . . çekilir.
1. bir yana 2. önüne 3. için 4. yoluyla 5. kişiye 6. kişiliği 7. gideceğini 8. geleceğini
f) Allah’ın . . . . eserlerine . . . . . . . . . , yeryüzünü . . . . . . . . . . , . . . . . . . . . . . . . sonra
diriltiyor.
1. gazap 2. şaşınız ki 3. bakınız ki 4. nasıl 5. rahmet 6. yeşerdikten 7. öldükten
g) İnsan . . . . . . . . . . kalacaktır. Sermayesi çok . . . . . Öyleyse onu . . . . . kullanmalıdır.
Yoksa . . . . heba . . . . . . .
1. ahırette 2. bu dünyada 3. çok uzun 4. çok az 5. boldur 6. sınırlıdır 7. rasgele 8. dikkatli
9. malları 10. ömrü 11. olur 12. çürür
h) . . . . . . . . . . insanlar . . . . . . büyük görürler. Burunları bir karış . . . . . yaşarlar. . .
onları . . . .
1. bütün 2. bazı 3. diğerlerini 4. kendilerini 5. yerde 6. havada 7. bu durum 8. küçültür
ı) Hızlı . . . . . yeteneğine . . . . insan, hayatını . . . . yaşar, . . . . meşguliyetlerle
zamanını . . . . etmez.
1. karamsar 2. heba 3. önemli 4. gereksiz 5. bomboş 6. dolu7. okuma 8. yürüme9. sahip
olan
i) Çalışmayı . . haline . . insanlar ne . . insanlardır. Oysa . . . insanlar kendilerine . . .
ediyorlar.
1. alışkanlık 2. disiplin 3. oluşturan 4. getiren 5. gülünç 6. çalışkan 7. tembel 8. büyük 9.
yazık
d) Aşağıdaki metinde kelimelerin yerleri karıştırılmıştır. Normal hızınızda okuyun ve
normal hızınızda kavramaya çalışın:
“çoğu Erdoğan Özdemir aştı sonunda sıkıntıları dünyevi. çocuğu Güzel bir, hayatı tertemiz
aile ve mutlu bir vardı. önüne Dünyevi açılmıştı refah. olarak öğretim başlamak Bir
üniversitede görevlisi çalışmaya üzereydi. iki aylık gittiği üzere Askerliğini yapmak Burdur’a
beri alamamıştım süreden kendisinden bir haber. askerliğini tezkere Sonunda kısa dönem
bitirerek aldı. Ailesine sevincini dünya kavuşmanın tattığı o tezkeresinin günde hayatının
bilemezdi kendisine verileceğini. Hangimiz günümüzde en sevinçli ebedi saadet
mekanlarına başlayacağını yolculuğumuzun bilebiliriz?” M. Bozdağ
Okuma bitti,şimdi geriye dönmeden şu sorulara cevap verin: Yazıda adı geçen kimdi?
Dünyevi sıkıntıları devam ediyor mu? Üniversitede çalışmaya başladı mı? Bu üniversitenin
adı belli mi? Burdur’a niye gitti? Askerliğini uzun dönem mi yaptı? Ailesine kavuştu mu?
Yaşıyor mu?
e) Aşağıdaki metinde kelimelerin yerleri tersine çevrilmiştir. Zihninizden onları
normal konumlarına taşıyın ve anlayın:
“yolcudur bir İnsan. sefer-i imtihandır uzun bir geçer sırattan haşirden berzahtan kabirden,
dünyadan, rahm-ı maderden, alem-i ervahtan, Yolculuk ise. ” etmelidir telakki asker
muvazzaf gidecek bir çabuk dünyadan kendisini İnsan. götürebildi bir şey dünyaya ait kim
insanlardan veren dünyaya kalbini bütün uğrunda etmek. Elde
kuranlardanım hayalini refahın dünyevi ve ailenin bir mutlu zenginliğin Ben de,. gelmez acı
ona ayrılması bizden Onun. doluyuz hüznüyle ayrılığın bir boğulduğumuz hasretiyle biz
Ama. çırpınıyordu altında ayaklarımın hayallerim fani bütün çırpındığım uğrunda bendim
ve ölen duyduğumda Haberini.
dostları en candan Onun. müydünüz düşünmüş hiç bir sonu için böyle Siz onun?
düşündünüz mü için Kendiniz? düşünmemiştim Ben. ahiret değeriyle ve bütün dünya
değersizliğiyle bütün İşte yüzünde bakmayan aleme ebedi.
Okuma bitti. Şimdi şu sorulara cevap verelim: Yolcu olan kimdir? Yolculuk nerelerden
geçer? Dünyadan bir şey götüren kimdi? yazar sevinçli mi? Yazar böyle ölmeyi dünündü
mü? Dünya değerli mi? İmtihan yeri neresi?
4. İsim-Tarih-Yer-Rakam Odaklı Okuyun
Tüm metinlerin en önemli noktaları “kim, nerede, ne zaman, ne kadar” sorularının
cevaplarıdır. Bu soruların cevaplarını vermeyen bilginin neredeyse hiç bir değeri yoktur,
eksik ve dolaysıyla yanlış bilgidir. En etkin kavrama bu soruları maksimum düzeyde
cevaplandıran kavramadır. Esasen metindeki diğer ayrıntıların çoğu ve zaman harcayarak
okuduğunuz pek çok cümle derhal unutulup gidecektir. Şu iki cümleye bakın: “Maliye
Bakanı vergilerin artacağını söyledi” “Maliye Bakanı Abdüllatif Şener 1. 1. 1996 tarihinden
itibaren Tekel ürünlerinden alınan bütün vergilerin %1 artacağını söyledi”. Yukarıdaki
metinde kavrama yoğunluğu açısından odaklandığınız kelimeler, hafızanızda kalacak olan
bilginin yapısını da belirleyecektir. Eğer ikinci cümlede, olayın 1996 yılbaşından itibaren
gerçekleşeceği kavranmamışsa, sözün bir asır önce gerçekleşebilmesi muhtemel hale
gelir. Eğer %1 rakamı kavranmamışsa, birileri veya siz bu rakamın % 50 olabileceğini
düşünebilirsiniz. Vergi artışının Tekel ürünlerine mahsus olduğu kavranmamışsa, tüm
ürünler bu kapsama dahil edilebilir. Görüldüğü üzere boş bırakılan kısımların
tamamlanması için binlerce anlam alternatifleri oluşturulabilmektedir ki bu durumda
aslında kavranan bilginin hiç bir kıymeti kalmamaktadır. Bu nedenle metinlerde bilhassa
isim, tarih, rakam ve olay yeri bilgilerine özellikle dikkat etmeli ve bu yolla kavrama
doğruluğu düzeyimizi arttırmalıyız.
a) Aşağıdaki metinde dikkat edilecek bilgiler gösterilmiştir. Bu çerçevede okuyunuz:
Yıl 1986, bir kış mevsiminde arkadaşım Yaşar Okuyan ve İbrahim Avşar ile birlikte
Kastamonu’ya doğru yola çıktık. Ilgaz dağlarına doğru yaklaştığımızda kışın şiddetli
soğuğunda bembeyaz kesilmiş tepelerde beyaz çarşaflara bürünmüş dev çam ağaçlarıyla
karşılaştık. Söğütlü Köyü yakınlarından geçerken bir trafik kazasına rast geldik. Saat
yanılmıyorsam 22. 00 civarıydı. Akşamın karanlığında olanlar yeterince net olarak
seçilemiyordu. Görebildiğim kadarıyla bir taksi yokuş aşağı giderken kamyonun arkasına
çarpmış ve altına girmişti. Taksiden feryatlar yükseliyordu. İki kişinin taksinin arka
kapılarını açıp çıkmaya çalıştığını gördüm. Taksinin ön tarafı kamyonun altında iyice
ezilmişti. Bu olay bana bizdeki trafik kazalarının yoğunluğunu hatırlattı. Her gün Türkiye’nin
yollarında ortalama 15 kişi ölüyor. Bir bu kadar da yaralanıyor. Bu dehşetli bir vahşet.
Uzatmayalım elimizden gelen yardımı yaptık. Şükür ki bu sefer ölen yoktu. Sadece
yaralananlar vardı. Taksideki adı Salih gedik olan şoför ile yanında oturan eşi Nermin
Gedik kırılan camların yüzlerini parçalaması nedeniyle yaralanmışlardı.
Sorular: Olayın konusu nedir? Olay hangi yıl gerçekleşti? Nerede gerçekleşti? Hangi
mevsimdi? Ölen var mıydı? Hangi köyün yakınlarında? Ölümler nerede oluyor? Kaç kişi
hangi zaman periyodunda ölüyor? Kaç kişi yaralandı? Adları nedir? Kaç kişi yolculuğa
çıkmıştı? Adları belli mi? Hangi araçlar çarpıştı?
b) Normal okumalarınızda isim, tarih, olay yeri ve rakam bilgilerinin altını çiziniz. Bir süre
devam edeceğiniz bu çalışma bu tür bilgilere özel önem vermenizi alt şuurunuza
öğretecektir. Aşağıdaki metinde isim, tarih, rakam, olay yeri bilgilerinin altını çiziniz:
“HAKKI DEDE
ANKARA (Zaman) - Milli Eğitim Bakanlığı, 'Bilgisayar Deneme Okullarının
Yaygınlaştırılması Projesi' ile 'Uzaktan ve Bilgisayar Ortamlı Eğitim Projesi 'adı altında 2
ayrı proje başlattı. 2 milyar 475 milyon 688 bin dolara mal olacak birinci projenin 240
milyon 128 bin dolarını Türk Hükümeti karşılarken 2 milyar 235 milyon 560 bin doları dış
kaynaklı kredi olarak temin edilecek.
Bilgisayar Ortamlı Eğitim Projesi ise 4 milyar 247 milyon 687 bin doları Türk Hükümeti
katkısı, 2 milyar 738 milyon 680 bin doları dış kaynaklı kredi olmak üzere 6 milyar 986
milyon 376 bin dolara mal olacak. İki proje toplam 8 milyar 681 milyon 936 bin dolara mal
olacak. Projelerle yakından ilgilenen yerli ve yabancı şirketler hazırladıkları teklif paketlerini
hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgili birimlerine sunmaya başladılar. Kullanılacak dış
kaynaklı krediler dolayısıyla uluslararası ihalelere açık olacak projelerle Microsoft, Apple,
Intel gibi dünya çapındaki bilgisayar devlerinin de ilgilendiği ileri sürülüyor. Söz konusu
projeler ile okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında bilgisayarlı eğitime
geçilmesi ve her öğrenciye bir bilgisayar kazandırılması planlanıyor. Ancak bilgisayar
teknolojisinin hızla değiştiğini dile getiren uzmanlar, devlet eliyle gerçekleştirilerek toplu
bilgisayar alımlarının ülkeyi bilgisayar çöplüğü haline getireceğine dikkat çekiyorlar.
NOT: aynı çalışmayı gazete veya kitap okumalarınızda kendinizi tatmin edici düzeye
gelinceye kadar yapın.
5. Farklı Yazı Formatlarına Dikkat Edin
Benzer olanlar arasında farklı olan fark edilebildiğinden daha etkin kavranmakta ve
bellenmektedir. Bu durum da kavrama doğruluğu düzeyini etkilemektedir. Yazarlar çoğu
zaman okuyucularına yardımcı olmak için metinlerinde özel ve farklı formatlar kullanırlar.
Eğer normal bir metinde koyu, italik, altı çizili veya “tırnak içinde” yazılmış kelimeler
görülüyorsa bunların özellikle hazırlanmış olduğunun bilincinde olunmalıdır. Okuma
esnasında tam o kelimelere özel bir ilgi gösterilmeli, en önemli anlam vurguları o
kelimelerde aranmalıdır. Aşağıdaki metinde böyle bir çalışma yapılmıştır.
a) Dikkat etmemiz beklenen kelime veya ibarelere özel ilgi göstererek okuyalım:
Bu insanları anlamak çok güç. “Amerika’da” yapılan bir araştırmayla insanların dikkatini
çeken konuların tespiti amaçlandı. Araştırma sonucunda insanların kesin dikkatini çeken
hususlar şöyle tespit edildi: Şiddet, zenginlik, sağlık, şöhret ve cinsellik. Bu beş unsurun
her birinin yer aldığı bir “film” ürettiğinizde gişe rekorları kırabilirsiniz. Bu yüzden filmlerde
cinsellik, cinayet, sağlık sorunları, zenginlik hep bir arada işlenmektedir.
“1994” yılında bir “film” seyretmiştim. Adı Holywood Kaplanları idi. Filmi seyrettirmek için
bütün cezbedici unsurlar kullanılmıştı. Acaba bu cazibenin insanlara bir faydası var mı?
Hayır. İngiliz Arnold Beneth’in “Günün 24 Saatini Yaşamak” adlı kitabı okuyunca bunu
daha iyi anladım. Hayal ülkesine dalıp kendimizi aldatmaktan başka bir işe yaramıyor
yaptığımız. Tembel insanları hayat tatmin etmiyor ve sinema ekranlarına yansıtılan hayalle
kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar. Sonuçta tatminsizlik artıyor. Sonuçta kaçınılmaz
olarak bir bunalım kuşağı doğuyor. Emin olun televizyon olmasa bir çok insan günlük
bunalımları arasında boğulacaktır. 100 yıl önce televizyon mu vardı? Televizyon bütün
hayatı kuşatıyor ama suç ve intihar da her geçen gün katlanarak artıyor.
b) Kitap veya gazete okumalarınızda zihninizin özellikle dikkat etmesini istediğiniz bu tür
metinleri tarayınız. Özel ve farklı formatlı kelimelerin altlarını çiziniz.
4. Eleştirin, Mantık Bozukluklarını Bulun
Aktif zihin metin içeriğini daha yoğun ve doğru kavramaktadır. Zihin aktivitesini arttıran en
önemli faktörlerden biri eleştirebilme ve mantıksal ilişkileri yakalayabilme yeteneğidir.
Okuma bir imajinasyon sürecidir. Okuyucunun zihninde bir dizi film oluşur. Eğer kişi roman
okur gibi kendini kaybeder ve okuduğu metnin oluşturduğu hayali filmi takip etmekle
yetinirse pasif imajinasyon yapmış olur. Pasif imajinasyon, televizyon seyretmeye benzer
şekilde zihnin yeteneklerini köreltmektedir. Okuma sırasında okuduğumuz metne ilişkin
eleştirel ve mantıksal değerlendirmeler kavrama düzeyinin arttırılması için son derece
önemlidir. Bu çerçevede aşağıdaki metni okuyunuz ve mantık hatalarını, çelişkileri tespit
ediniz:
“Çok sayıda konu üzerinde kısıtlı bir zaman sürecinde karar almakla yükümlü olan örgütler
için zamanın etkin kullanımı önemli değildir. Ancak yasama meclislerinde zamanın
kullanımının farklı boyutları vardır. Bir yandan gündemlerindeki binlerce işi belli bir
dönemde bitirmek zorundadırlar, değer yandan bu işleri tartışmaları şart değildir. Çünkü
milli ve milletlerarası politikaların oluşumu parti içinde ve partiler arasında, toplumum ilgili
ve etkilenen gurupları arasında, bilim adamları ve teknik uzmanlar arasında bir dizi
tartışma ve görüş alışverişi gerektirdiği için bol zaman bulunabilir. Ancak yasama
sürecinde gereğinden fazla zaman harcanmasına yol açan bazı işler söz konusudur. Rutin
olarak yapılan ve daha az zamanda yapılması halinde yasamanın zaman kullanımı
açısından çıktısını etkilemeyen oylama ve yoklama işlemleri bu çerçevede dikkate
alınmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çeşitli oylama ve yoklama şekilleri söz konusu
olmuştur. İçtüzüğe göre Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde işaretle oylama, açık oylama ve
gizli oylama olmak üzere üç tip oylama yapılmaktadır. açık oylama üyelerin el kaldırmaları
veya tereddüt halinde ayağa kalkılarak sayılma suretinde;, gizli oylama üzerinde üyelerin
ad, soyad ve seçim çevrelerinin yazılı olduğu oy pusulalarını kutuya atmaları; elektronik
oylama mekanizmasının çalıştırılması veya üyelerin adları okunarak kabul, ret veya
çekimser şeklinde oylarını yüksek sesle söylemeleri ve böylece oyların Divan Üyelerince
kaydedilmesi yollarından biriyle, İşaretle oylama ise üzerinde hiçbir işaret bulunmayan
yuvarlakların kürsüden kutuya atılması suretiyle yapılmaktadır. ”
Benzer bir çalışmayı aşağıdaki metin üzerinde yapınız: Bu defa “sayı, isim ve olay yeri”
bilgilerine özellikle dikkat ediniz.
23. 12. 1987 tarihinde Orta Doğu Teknik Üniversitesinde teneffüs esnasında Salih Benekli
ile insanoğlunun kapasite zenginliği üzerinde sohbet ediyorduk. Söz, insanın fizyolojik
bedeninin çalışma düzeninden, beyin kapasitesine, inanın ruhsal kimliğine kadar bir çok
konu arasında dolaştı. Hafıza, telepati, durugörü, hipnoz, meditasyon, dikkat, analiz, deha
gibi bir çok kavramı tartıştık.
Konuşma esnasında saat 24. 00 sıralarında Felsefe Bölümü öğrencisi Yaşar Yılmaz da
bize katıldı. Anthony Robbins’in Sınırsız Güç kitabından, Jack Ansign Addington’ın “Yüzde
100 Düşünce Gücü” kitabına kadar bir çok kitabı birlikte eleştirdik.
Sohbetle, ilginç gerçekleri hatırladık beraberce. İnsanların beyin kapasitelerinin
kullanımına ilişkin tespitler her dönem değişiyordu. 1960’larda kapasitenin % 30’unun,
1980 lerde %20’sinin ve 1990’larda % !0’unun kullanıldığı sanılıyordu. Beyin son bir kaç
yılda çok daha doğru tanımlandı. Kafatasımızın içinde 15 milyar nöron varmış ve biz
gerçekte potansiyelimizin sadece binde birini kullanıyormuşuz.
Ayrıca insanların %80’inin dikkat yeteneği zayıfmış. Bu kadar çoğunluk her duyduğuna
ölçüp biçmeden inanabiliyormuş. Bu yüzden asılsız iftiralar mutlaka etkili oluyormuş. Yine
bu yüzden insanlar birbirlerini çok iyi anlıyorlarmış. Kütüphanedeki konuşmamız çok
uzamıştı. Yaşar ile Salih çalışmaya devam etti. Ben saat 00. 36’da ayrıldım.
Kemal Kara’nın günlüğünden. . .
1. Okuduğunuz yazıda tespit ettiğiniz mantık hatalarını yazınız.
2. Yazıda geçen sayısal bilgileri(tarih ve sayılar) yazınız.
3. Yazıda geçen isimleri yazınız.
4. Yazıda geçen olayları, (olay tasviri ve konular fikirleri) yazınız.
5. Yakalayamadığınız Anlamları Tahmin Edin
a) Aşağıdaki metinde boşlukları tahmin ederek doldurunuz.
Tembelliğin ne ol. . . . . . . . . . . . . . . ve insanların başına nasıl çoraplar ör. . . . . . . . . . . . . .
. . . düşündünüz mü? Bu s. . . . . . . . . . . . çok mu çocukça?
Hemen her. . . . . tembelliğin kötü ol. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . bilir ve kimse
t. . . . . . . . . . . . . . . . olmayı kabullenmek . . . . . . . . . mez. Ama acaba kaç . . . . . . . . . . .
gerçekten tembel olup olmadığını a. . . . . . . tırmıştır?
Tembellik ya zihinsel, ya bedensel ya da her ikisi b. . . . . . . . . . . . . yaşanır. İnsanların
büyük bir kısmı z. . . . . . . . . . . . . ini, önemli bir kısmı b. . . . . . . . . . . . . ini ve yine çok
önemli bir kısmı hem b. . . . . . . . . . . . . . . . . hem de z. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
çalıştırmazlar.
Dinlenmek kastıyla uzun uzun otu. . . . . . . . . . . . , televizyon . . . . . . . . . . . . . . . . . . k,
müzik d. . . . . . . . . . . . . . . . , dedikodu y. . . . . . . . . . . . . . k kontrolsüz hayal
k. . . . . . . . . . . . . . gibi işlerle meşgul olan insan bunları y. . . . . . . . . . . anda tembellik
tuzağına d. . . . . . . . . . . . . . . . ür.
Oysa hayat duraksamadan d. . . . . . . . . . . eden “hareketlilik ve aktiflik” prensibi üzerine
kuruludur. Atomlardan galaksilere kadar; mikroplardan balinalara k. . . . . . . . . . . yaratılışa
itaat eden bütün varlıklar amansız bir har. . . . . . . . . . . . . . lik. furyasında çırpınır.
Bakınız tembel ve durağan i. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . başlarına neler açılıyor: Bedensel
t. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . içerisinde olan i. . . . . . . . . . . . . . . . . . vücudunda toksik
birikimler oluşur. Koşuşturmayan insanın v. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . zehirli maddeler
atılamaz. Dokular yağ b. . . . . . . . . . . . . . . . . . . ve kilitlenmeye başlar. Hücrelere oksijen
ve besin dağılımı iyi yap. . . . . . . . . . . . ca vü. . . . . . . . . hızla yaş. . . . . . . . . . . . . . . . .
başlar. Bunu fiziki güç kaybı, kas zayıflığı, yorgunluk t. . . . . . . . . . . . . . . . . . eder.
Bedensel . . . . . . . . . . . . . . . . . ğin derecesine göre kireçlenme, zaman içerisinde felç ve
daha bir yığın h. . . . . . . . . . . . . . . . . . . bedene hücum eder.
Zi. . . . . . . . . . t. . . . . . . . . . . . . . . k aktif düş. . . . . . . . . . . . . . . . , zihni kontrolsüz olarak
harici ve dahili telkinlerin tesirine bırakma durumudur. . . . . . . . . . . . . insel
t. . . . . . . . . . . . . alışan kişi bey. . . . . . . . . . sinirsel bağlantılarını aktif bir şekilde
kul. . . . . . . . . . . . . . . için zeka . . . . . . . . . . . ler.
Bu egzersizi normal metinler üzerinde uygulayın: Birer kelime atlayarak okuyun ve
kavrama düzeyinizi kontrol edin. Kelime atlayarak okurken beyninizin ne anladığını sürekli
sorgulayın. Bu çalışmayı biraz tekrar ettikten sonra bu defa cümleleri atlayın. Bir cümleyi
okuyun diğerini geçip gelen cümleyi okuyun. Ne kavradığınızı sorgulayın.
b) Aşağıdaki cümleleri uygun kelimelerle tamamlayınız.
-Bizi çağırıyorsunuz. Ama üzgünüz yarın . . . . . . . . . . . . . . . -Ben . . . . . . . . . sabah saat 5.
00’te. . . . .
-Onlara çok kızıyorum. Sonunda . . . . . . . . kavga . . . . . . -Boşuna . . . . . Onlar . . . . . . . . .
ikna. . .
-Ben asla TV . . . . . . . . . . . Çünkü . . . . . . . . . . . . . . köreltiyor. -Başım . . . . . . . . . ilaç . . . .
. . ?
-Bana kalırsa oraya asla . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . -Emrediyorum. . . . . . . kitabı . . . . . . .
. !
-Beni dinleseydin bu olaylar . . . . . . . . . . . . . . . . . -Ohh! Bugün hava . . . . . . . . . . . . .
c) Aşağıdaki cümleleri okuyarak değerlendiriniz ve olayın ayrıntısını tahmin ediniz.
-Kafam karıştı, bu yemek sanki bozuk.
-Arıyorum, bulamadım. Girerken ayakkabılarımı buraya bırakmıştım.
-Çabuk gaz maskesi alın. Pencerelerinizi kapatın. Bodrumu hazır tutun.
-Çarpıştılar. Yardıma gidiyorum. Sen hemen ambulans çağır.
-Allah’ın biliyorsun, topraklarımız çatladı. Bu bahar, bu yaz. Allah’ım
-Izgara hazır mı oğlum. Kömürleri dumanlandırdın mı?
6. Yön Kelimelerine Özel Dikkat Gösterin
-aşağı yukarı/yaklaşık/ortalama/hemen hemen: kendisinden sonra gelecek olan ölçünün,
büyüklüğün veya fikrin kesin olmayan, yakın bir değerde olduğunu ifade eder.
-bilakis/tam tersine/aksine/oysa/halbuki: bu kelimelerden sonra daha önce geçenin aksine
bir fikrin geleceğini gösterir.
-hususan/özellikle/bilhassa/hassaten: bir çok faktör arasında en fazla öneme sahip olan
bir faktörün bu kelimeden sonra geleceğini belirtir.
-yani/başka değişle/diğer ifadeyle/demek istiyoruz ki: biraz önce ileri sürülen fikrin yeniden
tekrar açılarak ifade edileceğini gösterir.
-sonuçta/böylece/bu yolla/dolaysıyla/öyleyse/binaenaleyh/bundan ötürü/bunun için: önce
ifade eliden olaylar veya nedenlerin bir sonucu veya sonuçları bu kelimeden sonra
gelecektir.
-ama/rağmen/karşın/fakat/ancak/yalnız/lakin: önceki fikrin tam zıddı bir fikir bu
kelimelerden sonra gelecektir.
-kesinlikle/katiyen/asla/mutlaka/muhakkak ki: emin olunan doğruluğu veya yanlışlığı
şüphesiz olan bir fikir bu kelimelerden sonra gelecektir.
-sonuç olarak/kısacası/özetle:buraya kadar anlatılan fikirlerin ve bilgilerin bir hülasası
burada anlatılacaktır.
-mesela/örneğin:ileri sürülen bir fikir delillendirilmek veya mantık tarafından anlaşılmasını
sağlamak amacıyla örneklendirilecektir.
-her ne kadar/yine de/olsa da:kendinden önce gelen bir fikrin doğruluğu biliniyor olsa da
en az onun kadar veya onun doğruluğuna rağmen bir başka doğru ileri sürülecektir.
7. Amaçlı Okuyun
Okumanızın bir amacı varsa kavrama düzeyiniz en üste çıkacaktır. Kafasındaki bir
sorunun cevabını arayan okuyucu amaçlı okuyan okuyucudur. Buna göre aşağıdaki
alıştırmaları yapalım: Verilen metni, üstündeki sorunun cevabını bulmak amacıyla
okuyalım ve altta belirtilen yere cevabı yazalım:
Soru: Kim faksla banka dolandırdı?
Metin: (Zaman 17. 2. 1998) Hayali araç plakaları üzerine düzenlediği hasar tespit belgeleri
ve ödeme emirlerini bankaya fakslayan Ahmet Kalyoncu, 3 ayrı tarihte muhtelif
rakamlarda parayı kendi hesabına aktardı. Kalyoncu, bir dosya kağıdına ödeme emrini
yazdıktan sonra Guneş Sigorta'ya ait logo ve genel müdürün imzalarını yapıştırdı.
Kalyoncu, böylece faksın genel müdürlükten gönderilmiş gibi anlaşılmasını sağladı. Faksın
kayıtlı numarasını da Güneş Sigorta'nın genel müdürlük numarası ile değiştiren Kalyoncu,
çevirdiği dümenin anlaşılmamasını sağladı.
Cevap: Ahmet Kalyoncu
Soru: Uçak kazası nerede oldu, kaç kişi öldü?
Metin: (Zaman 17. 2. 1998) Endonezya'nın tatil beldesi Bali'den kalkarak Tayvan'ın
başkenti Taipei'ye gitmekte olan Çin Hava Yolları'na ait, yolcu ve mürettebatla birlikte 197
kişinin bulunduğu Airbus 300 tipi uçak, uluslararası Can-Kay-Sek Havalimanı'na inişte
piste çakılarak alev aldı. Görgü tanıkları, uçağın, çakılmadan önce de en az üç apartmana
çarptığını belirtiyorlar. Uçağın çarptığı binalardan da bir çok yaralı insanın hastaneye
kaldırıldığı dile getirildi. Kazaya, sisli havanın sebep olduğu kaydediliyor.
Cevap: Can-Kay-Sek hava alanı, 197 kişi
8. Önce Ana Fikirleri Bulun
Önce ana fikri bulursanız, diğer tüm fikirler ona bağlanacak ve böylece daha fazla bilginin
bilincinize çıkması sağlanmış olacaktır. Ana fikirlerin aranacağı yerler, metnin büyüklüğüne
göre değişir. Kitabın bütününün ana fikrinin yanı sıra her bölümünün ve her paragrafının
ana fikri vardır. Kitabın bütününün ana fikri adında ve giriş bölümünde saklıdır. Her
bölümün ana fikri de bölüm başlıklarında veya bölüm girişlerinde yer alır.
Paragraflara gelince, yazarlar ana fikirlerini paragrafların ya başında, ya ortasında ya da
sonunda yerleştirirler. Bazı yazarlar da ana fikrin cümleler arasında gizlenmesini uygun
görürler ve okuyucuların bunları bulmalarını beklerler. Bu nedenle yazarları önceden
tanımamız ve anlatım sitilleri hakkında bilgi sahibi olmamız işimizi kolaylaştıracaktır. Şimdi
aşağıdaki çalışmaları yapalım:
a) Aşağıdaki kitap veya bölüm adlarının nasıl bir ana fikir taşıdığını belirtiniz:
Kitap Adı: Büyük Düşünmenin Büyüsü, Yazan Dr. David J. Schwartz
Ana fikir: Büyük düşünme insanın büyük başarılara ulaşmasının yoludur.
Kitap Adı:İçindeki Devi Uyandır, yazan Anthony Robbins
Ana fikir:
Bölüm Adı: “Kendi Mazeret Hastalığını Tedavi Et”
Ana fikir:
Bölüm Adı: Tutumlarınız sizden yana olsun
Ana fikir:
b) Aşağıdaki paragrafta ana fikir koyu yazılmıştır. Önce ana fikri sonra diğer fikirleri
okuyup kavrama farkınızı gözlemleyiniz.
Bilim ile, bilgi şeklinde ifade edilebilecek “ilim” arasındaki ayırımı ortaya koymamız gerekir.
İlim (bilgi-knowledge) , bilimi (science) içeriyor olmakla birlikte bilim ilmi kapsamaz.
Kaynakları ilahi ve nakli de olabilen ilim sınırlılıkları reddettiği halde bilim ve bilime dayalı
ilim (bilgi) ancak belli kalıplar çerçevesinde alınmış olmak zorundadır. Bilim bir düzenliliğin
ifadesidir ve ifade edildiğinde bu düzenlilik insanlar tarafından rahatlıkla kavranılabilir. İlim
de bir düzenliliğin veya mutlak gerçekliğin ifadesi olabilir ama bilimin kapsamını aştığı
noktadan sonra kavranılmaları güçleşir ve inancın konusu olur. Bilimin kavrayış ve ifade
kapsamının önemli felsefi akımlardan biri olan pozitivizm ile iyice sınırlandırıldığını
görüyoruz. Pozitivizmi(olguculuk) literatüre ilk getiren Fransız Aguste Comte’tur. Comte’un
pozitivizminde “Doğrudan deneyle sağlanamayan bilgi metafizik veya teolojiktir. Duyularla
alınamayacak hiçbir şey bilgi ve tecrübe konusu yapılamaz. Varlık aleminde psikolojiye yer
yoktur ve psikoloji biyolojiyle açıklanır. ” Comte göz, kulak, burun, dil ve ten dışında bir
yolla algılandığı ileri sürülen hiç bir gerçeklik olmadığını ileri sürer ve ilmin (bilginin) sadece
duyularla algılanabilen ve deneylenebilen olgular dışında hiç bir şeye
dayandırılamayacağını savunur. Bu kapsam dışında var olan ilim Comte’a göre ya
metafizik ya da teolojiktir. Bu gerçekleri tam olarak görmemizi engelleyen yaklaşım
günümüze kadar çeşitli değişimlere uğramış olsa da kökenlerini hala korumakta ve bilim
son zamanlardaki çatırdamalarla birlikte pozitivizmin kalıplarıyla sınırlı kalmaya devam
etmektedir. Görüldüğü üzere, bilim bilimsel araştırmalara dayalı olarak üretilen elle
tutulabilir, gözle görülebilir veya denenebilir bilgiyi kapsadığı halde “bilgi,” kaynağı ne
olursa olsun her türlü bilgiyi kapsar.
c) Aşağıdaki paragrafların ana fikirlerini söyleyin:
P-1: Başarmak istiyorsunuz. Gerçekten istiyor musunuz? Yani istediğiniz zaman heyecan
duyuyor musunuz? Eğer heyecan duyuyorsanız gerçekten istiyorsunuz demektir. O zaman
emin olun sonunda başaracaksınız: Ana fikri: Eğer insan bir işi başarmayı heyecan
duyacak derecede isterse başarır.
P-2: Kardeniz bölgesini gördünüz mü? Her taraf yemyeşil. Bir gidip görün. Heyecan
duyacaksınız. O güzellikleri keşfettiğinize pişman olmayacaksınız. Ana fikri:
P-3: Yine bir cinayet. Yine bir intihar. Yine bir kaza. Bunlar neden gündemden hiç
düşmüyor. Duygularımızı nasıl etkilediklerine bakın. Psikopat olduk. Hayata bu yüzden
hep karamsar bakmaya başladık. Sonunda bunlar hayatımıza yansımaya başladı.
Enerjimiz tükeniyor. Ana fikri:
9. Zihninizi Fikir Planları Konusunda Eğitin
Plansız yazılarda fikirler karmaşık bir yapıda verildiğinden sistemli kavranmaları zordur.
Ancak ilmi ve fikri metinler, ders kitapları ve başarılı yazarların bilgi kazandırma amacı
taşıyan yazıları genellikle sistemlidir. Zihnimizi sistemleri kavrama konusunda eğitmemiz
gerekmektedir. Bir metin “ana fikir-yardımcı fikirler, deliller ve örnekler”den oluşan bir plan
izler. Tüm bilgileri kavrayabilmek ve onları yerli yerlerine koyabilmek gelişmiş bir fikir planı
çözümleyebilme yeteneği gerektirir. Aşağıdaki örneğe bakalım:
İnsanları ikna etmeye çalışırken dikkat etmeniz gereken bazı kurallar vardır. Bunun için
size iki temel yol öneriyoruz: Öncelikle dinleyenlerin gururlarını rencide etmemeniz gerekir.
Bu yolda tavsiyelerimizi özetlemek istiyoruz: Öncelikle dinleyenleri asla eleştirmemelisiniz.
Aksi taktirde karşınızdaki kişinin hatasını açığa çıkarır eleştirirseniz “ego”su yaralanır.
Böylelikle o kişinin sizden nefret etmesine ve ya sizi dinlemekten vazgeçmesine veya
kendi fikrini destekleyecek deliller aramasına yol açarsınız. İkinci olarak gerektiğinde kendi
hatalarınızı hemen kabul etmelisiniz. İnsanlar kendi eksiklerini görmeye isteksizdirler. Siz
kendi eksiklerinizi görürseniz onlarda kendileri hakkında bu isteği oluşturursunuz.
Hatalarınızı reddederseniz muhataplarınız da kendilerininkileri reddederler. Dahası sizin
reddiniz egonuzu koruduğunuz anlamına gelir. Üçüncü bir nokta tartışmadan kaçınmaktır.
İnsanlarla “evet-hayır” kilitlenmesine girdiğinizde tartışmaya başlarsınız. İşin içine duygu
girer ve herkes şerefini kurtarmak için doğruluğunu ispat için çırpınır. Tam bu anda ya
tartışmayı sürdürmeyerek konuşmayı kesin ya da uygulanabilirse çözüm tutumunu
kullanın. Çünkü eğer amaç karşıdaki insanı kazanmaksa tartışma kesinlikle her iki taraf
için de mağlubiyetle sonuçlanır. ” Son bir noktayı daha vurgulayalım: Sizi dinleyenlere asla
“hayır” dedirtmeyin. Yanlış bir fikir, değerlendirme veya bilgi ileri sunularak size bir teklif
yapıldığında asla doğrudan “hayır” cevabını vermeyin. Eğer kişi başkalarının düşüncesini
size aktarıyorsa “hayır” diyebilirsiniz. Ama eğer başkalarından alıntılasa da kendisinin de
kuvvetle benimsediği bir yaklaşım ise hemen hayır demeyin.
İkna ediciliğinizi etkileyen ikinci nokta görünüşünüzün etkileyici olmasıdır. İnsanlar sizi ilk
gördükleri izlenimleri her zaman sizinle birlikte hatırlarlar. İlk verdiğiniz izlenim tüm
hayatınız boyunca sizi tanımlamaya devam eder. Görünüşünüz insanların en az % 80’i için
sizin ne kadar dinlenilmeye değer veya güvenilir olduğunuzun göstergesidir. Bu çerçevede
öncelikle enerjik görünmelisiniz. Yorgun görünen insanlar yavaş, tutuk ve donuk
konuşurlar. Heyecan eksikliği nedeniyle inandırıcılıkları zayıftır. Görünüşleri sanki
inanmadıklarını söylediklerini düşündürmektedir. İkinci olarak temiz giyinmelisiniz. İnsanın
dış görünüşü iç görünüşünün aynası olarak algılanır. İç görünüşün en önemli yansıması
yüz hatları ve vücudun genel duruşu olsa da izleyici ilk anda en az bunlar kadar kişinin
giyimine ve temizliğine dikkat eder. Düzgün tıraş, bembeyaz parlayan dişler temizliğin ve
asilliğin ilk işaretlerindendir. Buna paralel olarak düzgün ütülenmiş yani görünümlü takım
elbise, boyalı sağlam ayakkabı, sıra dışı olmayan renkler önemli giyinme faktörüdür. M.
Bozdağ- Toplum Önünde Güzel ve Etkili Konuşma Seminerinden notlar.
Plan:Konu: İkna Edicilik.
1. Gururları rencide etmemek
-asla eleştirmeyin
-hatalarınızı hemen kabul edin
-tartışmaktan kaçının
-asla “hayır” dedirtmeyin
2. Etkileyici görünüş
--enerjik görünün
--temiz giyinin
10. Grafiklere-Tablolara Dikkat Edin
Metinlerde grafiklerin, tabloların çok önemli bir rolü vardır. Bunlar a) Sayfalar dolusu bilgiyi
küçük bir alana sıkıştırmışlardır. b) Bu tablolardan bilgiler arasındaki ilişkiyi, bilginin
bütünlüğünü çıkarmak çok daha kolaydır. c) Bu tablolar beynimizin hem sağ hem de sol
lobunu birlikte kullanmamızı ve böylece zihin etkinliğimizi bir kaç kat arttırmış olarak
öğrenmemizi sağlarlar. Okuduğumuz metinde yazarın bizim için grafikler, tablolar, şekiller,
resimler, çizimler hazırlaması büyük bir fırsattır. Emek gerektiren bu tür bölümlerde
duraklayarak üzerlerinde çalışmamız ve anlam çıkarmamış gerekmektedir. İlgili şekilleri
buraya koymadık.
b) Daha Hızlı Kavrama
Tanımı: Bilindiği gibi kavrama masajın taşıdığı imajın zihinde canlanması olayıdır. Film
veya resmin canlanmasının gecikmesi, kavramanın gecikmesi anlamına gelmektedir.
Herhangi bir kelimenin anlamı zihinden çağrılmaktadır. Çağırdığınız kelimeyi biliyorsunuz,
tanıdık bir kelime olduğundan eminsiniz ama hangi anlama geldiğinin bulunması için en az
1-2 saniye beklemektesiniz. Bazen yabancı dilde kelimelerin anlamlarını hatırlamaya
çalışırken bu gecikmenin iyice arttığını fark ederiz. Hatta arkadaşlarımızın isimlerini
hatırlarken bile aynı durum söz konusu olabilmektedir. Kavrama hızında yavaşlık olanlar
yavaş okurken bunu fark edemeyebilirler ama hızlarını arttırdıklarında kavrama yavaşlığı
kendini belli edecektir. Yani anlam, alınan mesajdan bir kaç saniye sonra gelecektir.
Nedeni: Kavramanın aslında bir diğer tanımı da hatırlamadır. Çünkü kavrayan kişi ancak
zihninde yerleşik olan önceki mesajları hatırlayarak, onlarla yaptığı karşılaştırma
sonucunda kavramaktadır. Önceki mesajlarla karşılaştırmak da öncekileri hatırlamayı
gerektirmektedir. Kavrama hızının yavaşlamasının temel nedeni zihnin çalışma hızının
olumsuz etkilenmesi ve yavaş çalışmasıdır. Kitabınızın son bölümünde genel hafızanızı
nasıl arttıracağınız anlatılmıştır. Tüm genel hafıza teknikleri aynı zamanda kavrama
hızınızın ön önemli çözümünü oluştururlar. Kavrama hızı tamamen beynin çalışma hızıyla
ilgili bir konudur. Beyni eğiterek bu sorunu aşacağız. Ancak Süper Sağlık bölümünde
anlatılan engellerimiz varsa her zaman bu problem varlığını sürdürecektir. Dikkat edin:
Uykulu olduğunuz zaman, karnınız fazla tok olduğu zaman, temiz oksijen soluyamadığınız
zaman, canınız sıkıldığı zaman beyniniz iyi çalışıyor mu? Hayır. Bu yüzden
seminerlerimizde bazen çok iyi bir performans sergilersiniz. Bazen beyninizin yavaş
çalıştığını hissedersiniz. Kitabınızın diğer bölümlerinde anlatılan faktörleri burada
özetleyelim:
1. Yerleşik İmaj Zayıflığı: Kavrama esnasında beynimiz sembolleri değil, sembollere bağlı
imajları taramaktadır. Bu imajlar zihnimizde mevcut değilse bunları kavrayamayız. Eğer
bunlar zayıf yerleşmişse o taktirde onların bulunması daha fazla zaman gerektirecektir.
Örneğin:
“kedi” kelimesini hemen tanıyacaksınız. “Van kedisi”, “Ankara kedisi” denildiğinde
kavramanız biraz daha gecikecektir. Ya “Kuala Lumpur kedisi” denildiğinde. . . Şimdi şu
hayvan isimlerine bakınız: Hepsini aynı hızda kavrayabilecek misiniz? “baykuş, bıldırcın,
ağaçkakan, kırlangıç, bukalemun, yeşil şebek, ağustos sineği, yengeç, kalamar, mürekkep
balığı. . . ” Dikkat edin az gördüğünüz isimlerin resimlerini veya filmlerini canlandırmanız
zaman almakta ve güçleşmektedir. Şu iki cümlenin hangisinin daha kolay filme
dönüştüğünü sorun: “yüz tane kedi adamın yüzünü tırmalıyordu. ” “Bin tane minnacık alfit,
ayaklarıyla adamın yüzünü tırmalıyordu. ” Çoğunuzun cevabı ilk cümle olacaktır. Çünkü
kedilerin ve tırnaklarının resimleri zihninizde daha yoğun mevcuttur.
2. Beyni Hıza Alıştırmama: Beyin hızlı kullanılabilecek halde iken onu hızlı kullanmazsak
yavaş çalışma alışkanlığını korur. Gevşek yaşayanların beyinleri de gevşek çalışacaktır.
Dolaysıyla hızlı düşünme, hızlı sonuçlara ulaşma yeteneklerinin ardında bu tür çalışmaları
çok yapmak yatar. Tıpkı tanıma yeteneğinde olduğu gibi kavrama yeteneğinde de beynin
hızlı çalıştırılması gerekmektedir.
3. Beyin Hızını Kösteklemek: Tıpkı tanıma yeteneğinde olduğu gibi kavrama hızımızı da
yavaşlatan bir kısım tutum sorunlarımız vardır. Bunlar zihin sağlığımızı tahrip ederler ve
zihnimiz yavaş çalışır. Her türlü stres, uykusuzluk, fazla yemek(dolu mide) , oksijeni eksik
ortamda yaşamak veya diyaframatik soluma yapamamak, çok durgun ve hareketsiz
yaşamak gibi tutumlar kesin olarak beynimizin çalışma hızını köstekler. Bu konuda
kitabınızın “Süper Sağlık” bölümünde size anlatılanları büyük bir içtenlikle dikkate almalı
ve hayatınızın akışını, büyük bir gelecek için, yeniden planlamalısınız.
4. Zayıf Bilgi Düzeyi: Bu düzeyin bir boyutu kelime dağarcığıdır. Ne kadar çok kelimeyi ne
kadar sık gördüyseniz o kadar hızlı kavrarsınız. Bilgi ve kültürel birikim düzeyinin zayıflığı
kavrama hızını ve daha da önemlisi kavrama düzeyini kaçınılmaz olarak olumsuz
etkileyecektir. Bu çerçevede kelime dağarcığının zengin olması anlamlara hızlı ulaşmayı
sağlar. Farklı yazarları okumuş olan kişilerin zihinlerinde farklı ibare biçimleri yerleşmiştir.
Eğer kişinin bilgi düzeyi zenginse yeni bilgileri karşılaştırabileceği çok bilgi materyaline
sahiptir. Bu durumda hafızasında daha çok materyale ulaşılabileceğinden, daha çok
anlama daha hızlı ulaşmak mümkün olacaktır.
Çözümü:
1. Kelime dağarcığınızı geliştirin
Kelime dağarcığınızı eksik tutarsanız okuduğunuz metinlerde bilmediğiniz kelimelerin
sayısı fazla olacaktır. Bu durum kavramanızı ve tabii ki okumanızı yavaşlatacaktır.
Bilmediğiniz kelimeyi -eğer bilmediğiniz karakterlerle örneğin Çince veya Bangladeşçe
yazılmamışsa- tanıyabilirsiniz ama anlamını iyi bilmiyorsanız kavrayamazsınız. Türkçe
metinleri okuyorsanız bir Türkçe sözlüğünüz olacak ve sözlük üzerinde çalışacaksınız.
Aşağıda bazı kelimeler verilmiştir. Bu kelimelerden bilmediğiniz kelime sayısı 10’un
üzerinde ise mutlaka bir sözlük alın ve çalışın:
numune/mamafih/karşıt/örtük/yazın/bulgu/nüsha/nasih/münekkit/inkısam/katl/gam/göçük/
kıspet/salgı/toksik/olgu/püskül/nübüvvet/fenomen/fani/şov/sav/sal/tutucu/liberal/muhafazak
ar/
kebir/yaygı/bent/bend/fıkra/fırka/nazır/nazar/nazire/nüzul/jeneratör/gen/jenerasyon/echel/
ukela/ukul/efkar/afak/infak/nifak/nar/hayy/salim/IMF/BM/AT/onursal/tazmin/zemin/somun/
sulh/selahiyet/simya/yargıç/jüri/jel/imame/buyruk/buruk/yalak/kelek/konuşlanmak/çapak/pa
lyatif/ pervaz/seyrelti/sanrı/semiz/zinde/zahir/zinnur/inzar/tenzil/münezzeh/mazhar/mezhep
2. Kelime-İmaj-Çağrışım sisteminizi Geliştirin
Zihninizi geliştirmek için kelimelerle imajlar arasında güçlü bir imaj eşleştirmesi yeteneğine
sahip olmamız gerekir. Çünkü kelimelerin taşıdığı imaj zenginliğini üretebilme yeteneğimiz
kavrama yeteneğimizin ta kendisidir. Kelimeler üzerinde yapacağımız çalışmaları
cümlelere kaydıracağız.
a) Aşağıdaki kelime örneklerine çalışın
Ayı: hayvanat bahçesinde, kitap sayfasında, Barış Manço’nun şarkısında, sokakta
burnunun ucuna zincir takılıp oynatılan ayı, beyaz ayı, kutup ayısı, kış uykusuna yatan ayı,
“ayı” filmindeki şefkatli ayı, bağıran ayılar. . .
Kelebek: Büyük, küçük kanatlı kelebekler; üzerinde göz işareti olan, olmayan, yuvarlak
kanatlı, sivri kanatlı, yeşil, kırmızı, sarı kelebekler, bahar bahçesinde, otlar üzerinde renk
renk çiçekler üzerinde kelebekler. elinizde tuttuğunuz, pencerenizden giren kelebekler.
arabaların camlarına, evlerin duvarına yapıştırılan plastik süs kelebekleri, Malezyalıların
dondurarak plastik içerisine yerleştirdikleri ve acımasızca maskot yaptıkları hakiki
kelebekler. . .
Dünya:. . . . . . . . siz üretin
Karıncalar: . . . . . . siz üretin
Ağaçlar:. . . . . . siz üretin
b) Benzeri çalışmayı metin üzerinde yapın.
Şimdi vereceğim metinde geçen cümleleri değil, kelimeleri okuyun. Her kelimede durup
oluşturduğu imajı veya imajları zihninizden geçirin. Ardından cümlenin bütününe bakarak
imajların nasıl birleştiğini görün: “Bunu çok düşündüm. ” cümlesini birlikte çözümleyelim:
“Bunu”: Bu nedir? Sanki elimde bir şey var. Bir nesne, bir fikir tutuyorum. “Bu” diye işaret
ettiğim bulanık bir varlık mevcut. Eğer önceki cümleler üzerinde çalıştıysanız “bu’nun ne
olduğunu, burada hangi filmin kastedildiğini göreceksiniz. “Çok”: Çokluk miktar belirtir.
Tonlarca, yıllarca, saatlerce, bıkmadan. . . Yapılan işin cinsine göre çokluğun cinsi de
değişir. “Düşündüm:” Ben düşünüyorum. Oturmuş, ellerimi alnıma koymuşum, kafamda
fikirler dolaşıyor. Burada, evde, yürürken, otururken, yemek yerken; ama çok düşündüm.
Şimdi tek tek yaptığımız şu: Bu canlandırmaları bir araya getiriyoruz ve film tamamlanıyor.
Her yerde devamlı bir meseleyi düşünen adamın görüntüsü bu. Şimdi siz diğer tüm
cümleler üzerinde çalışın.
“Bu yazıyı okuyan bir çok insan bu satırların sahibi gibi, acılarla büyümüştür. Bir çok
gayretli arkadaşımı tanırım. Gayret ederler, didinirler, yırtınırlar. Kader onları hangi
sebeplerden dolayı her gün yeni bir başarıya koşturuyor dersiniz?
Bunu çok düşündüm. Bana ihsan edilen nimet ikiye katlandığında, ya da elimdekileri kayıp
ediverdiğimde düşündüm. Gerçekte biz sadece kendi çalışmalarımızla mı kazanıyor ve
kendi çalışmalarımızla mı kaybediyoruz? Oysa kazanmak uğrunda çırpınan nice insanın
elleri boştur. İstediklerine kavuşturulan nice insanın elleri de çoğu zaman istemedikleri
halde boşaltılır. Neden?. .
Peygamberimiz(asm) cevap veriyor bu soruya: “Nimete, ihsana şükretmek nimetin gitmesi
ve elden alınması karşısında bir garantidir. ”
Düşünün; iyilik yaptığınız bir insanın nankörlüğü ve ihanetiyle karşılaşırsanız o insanı bir
daha iyilik yapılmaya layık görür müsünüz? Hele de her iyiliğiniz karşısında nankörlükle
cevaplandırılırsanız. . . Size teşekkür edilmezse. . . Nankör insan iyiliğin değerini idrak
edemeyen, ayaklar altında sürünmeye layık insandır. O zaman Yaratıcıya her fırsatta
içtenlikle şükretmeyi ihmal eden insanlar neden şikayet ediyorlar?
c) Aşağıda verilen kelimelerin zihninizdeki ilk görüntülerini hızla fark edin. Ardından
aynı kelimeyle ilgili beyninizde yer alan diğer görüntüleri ve filmleri yakalamaya
çalışın.
Nesne: kedi, kuş, kadı, kimyon, biber, barbunya, patates, boncuk, kemik, kirpik, çilek,
Eylem: Patinaj, tırmanma, dövüşme, sallanma, şakalaşma, ağlama, yalvarma, devrilme
Soyut: Güzel, sevimli, öfkeli, acı verici, kahraman, fedakar, zalim, medeni, hakim
d) Yukarıdaki çalışmanın özüne paralel olarak sözlük okuması yapın:
Türkçe sözlüğünüzü kullanacaksınız. A’dan Z’ye tek tek kelimeleri okurken her kelimenin
üzerinde durarak zihninizde hangi imajı oluşturduğunu sorun. her kelime için hemen bir
imaj bulun ve böylece tüm kelimeleri tamamlayarak zihninizden mutlaka imaj üretin.
Share this article :

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. 720p - 1080p Film İzle , Maçı İzle , Bölüm İzle , Dizi İzle , Fragman İzle - All Rights Reserved
Template Modify by Creating Website
Proudly powered by Blogger